Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 14613 - Esas Yıl 2010





Yoklama kaçağı suçundan sanık ...'ın, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 63/1-a, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 62, 50/1-a. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Boyabat Sulh Ceza Mahkemesinin 30.04.2010 tarihli ve 2010/93-118 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 26.11.2010 gün ve 70537 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığının 18.12.2010 gün ve KYB. 2010-302006 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu. Mezkür ihbarnamede;Tüm dosya kapsamına göre;1-2009 yılı Er Celp ve Sevkine Ait Talimat gereğince sanığın emsallerinin son sevk tarihinin 26.02.2009 olması sebebiyle suçun başlangıç tarihinin 27.03.2009 olduğu, sanığın 03.03.2009 günü yoklamasını yaptırmak üzere müracaat ettiğinin anlaşılması karşısında eylemin yedi gün içinde kendiliğinden gelmekle son bulan yoklama kaçağı kalmak suçunu oluşturduğu ve bu suçun 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 75. maddesi gereği ön ödeme kapsamında kalmasına rağmen yazılı şekilde fazla ceza verilmesinde,2-Sanığın talimatla alınan ifadesinde, halen evli olduğu eşini kaçırdığından dolayı tutuklandığı için yoklamasını yaptıramadığına dair savunmasının yasal bir mazeret olup olmadığının araştırılmamasında,3-Sanığın savunmasının alındığı İskenderun 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 13.04.2010 tarih ve 2010/190 sayılı talimat duruşma tutanağında hakim imzasının bulunmadığı cihetle, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;Sanığın savunmasının alındığı İskenderun 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 13.04.2010 tarih ve 2010/190 sayılı talimat duruşma tutanağında hakim imzasının bulunmadığı görülmüş ise de, daha sonra sanığın İskenderun 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/206 sayılı talimat dosyası üzerinden, 19.04.2010 gününde yasaya uygun olarak savunmasının saptandığı anlaşılmakla, tebliğnamenin hakim imzası eksikliğine yönelen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,Birinci ve ikinci paragrafa yönelik isteme gelince; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden Boyabat Sulh Ceza Mahkemesinin 30.04.2010 gün ve 2010/93 Esas 2010/118 karar sayılı kararının, CMK.nun 309/4-b maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına, 16.01.2011 günü oybirliğiyle karar verildi.