MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : 4926 sayılı kanuna muhalefetYerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;Sanık Abdülbaki Demir'le birlikte atılı suçu işlediği iddiasıyla sanık M.. D..hakkında 4926 sayılı Kanuna muhalefet suçundan dolayı ... Asliye Ceza Mahkemesine açılan kamu davası sonucunda verilen mahkemenin 2010/138 Esas; 2012/767 Karar (Dairemizin 2014/17551 Esas sırasında kayıtlı) sayılı dosyası ile aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gözetilerek her iki dava dosyası birleştirilerek sanığın hukuki durumumun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,Kabule göre ise ;1- 4926 sayılı yasanın 34.maddesinin son fıkrasında öngörülen "bu maddenin uygulanmasında para cezasına esas alınacak değer, gümrük idaresince belirlenen değerdir." düzenlemesindeki "gümrük idaresince" ibaresinin hükümden önce 30.12.2008 gün ve 27096 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 18.09.2008 gün ve 2006/47 Esas, 2008/144 Karar sayılı kararı ile Anayasaya aykırı görülerek iptal edilmiş olması karşısında, kurulacak hüküm bakımından maddi gerçeğin belirlenmesinde zorunluluk bulunduğu gözetilerek, sanığa dava konusu eşyanın bilirkişi tarafından belirlenen CÎF değeri esas alınarak gümrük idaresince hesaplanmış gümrüklenmiş değerin 3 katı üzerinden usulüne uygun olarak ön ödeme önerisinde bulunulup sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması,2- Kaçakçılık suçlarında, yasal olmayan yollardan yurda getirilen veya yurt içinde alım satıma konu edilen eşyanın, ithalinde öngörülen gümrük vergileri ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükler toplamının kamu zararı olduğu gözetilmeden, sanığa gümrüklenmiş değerin kamu zararı olduğu bildirilerek bu zararı ödemediğinden bahisle 5271 sayılı CMUK.nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,3- Suç tarihi itibariyle, dava konusu eşyanın gümrüklenmiş değeri hafif olduğu halde pek fahiş olduğu kabul edilerek 4926 sayılı yasanın 4/3 maddesi gereğince cezada artırım yapılmak suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,4- 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda atılı eylemin müeyyidesi adli para cezasını, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda ise hürriyeti bağlayıcı cezanın yanında adli para cezasını da içermekte olduğu; kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK.nun 50.maddesi gereğince adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi halinde verilen sonuç ceza itibariyle 5607 sayılı yasanın sanık lehine olabileceği gözetilerek;Olaya suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile suç tarihinden sonra 31.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun ilgili bütün hükümleri uygulanarak elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve karar yerinde tartışılması suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, bu husus tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi,5- Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan T.. T..'nun davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmolunması,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 29/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.