Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16666 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16097 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : 5607 sayılı Yasa'ya MuhalefetYerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Kaçağa konu eşyanın, gümrük kapısından veya sınırdan yurda sokulmak istenirken ya da hemen sonrasında veya bu eylemlerin kesintiye uğramadan devamı sırasında yakalanması halinde, eylemin 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında kalacağı ve buna göre suç tarihinde İran sınırından yasal olmayan yollardan yurda giriş yapmakta olan bir grup atlının görülmesi üzerine müdahale sonucu sanık ile birlikte davaya konu 2 at ve 500 karton kaçak sigaranın ele geçirildiği cihetle, eylemin 5607 sayılı Yasa'nın 3/1-ikinci cümlesi kapsamında kaldığı gözetilmeden yazılı şekilde 4733 sayılı Yasa'ya muhalefetten hüküm kurulması,Kabule göre de; 1)CMK.’nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine engel hali bulunmayan sanığa, "eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler toplam tutarı” olan miktarın kamu zararı olduğunun bildirilmesi ve sonucuna göre, gerektiğinde Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/9 fıkrası da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, gümrüklenmiş değerin kamu zararı olduğu bildirilerek ve “cezanın caydırıcı ve önleyici etkisini sanık üzerinde göstermesi gerekliliği yanısıra adaletin gerçek anlamda ancak bu şekilde tecelli edeceği de düşünülerek...” şeklindeki yasal olmayan gerekçeye dayanılmak suretiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 2)5237 sayılı TCK.'nın 51. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; sanığın daha önce üç aydan fazla hapis cezası ile cezalandırılmamış olması ve (b) bendinde; suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işleyemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması koşulları getirilmiş olmakla, adli sicil kaydı bulunmayan ve dosyaya yansıyan olumsuz bir kişiliği de tespit edilemeyen sanık hakkında, bir daha suç işlemeyeceğine dair olumsuz kanaatin nasıl oluştuğu açıklanmadan dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle 5237 sayılı TCK.'nın 51. maddesinin uygulanmaması,3)Sanık hakkında 5237 sayılı TCK.'nın 53/1. maddesi uyarınca hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak belli hakları kullanmaktan yoksun bırakmaya karar verilirken, anılan yasa maddesinin 3. fıkrasının "Mahkum olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz" amir hükmü dikkate alınarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, 4)Davaya konu nakil vasıtası atlar hakkında 07.01.2011 tarihinde tasfiye kararı verildiğinin anlaşılması karşısında, nakil vasıtası atlar tasfiye edilmiş ise tasfiye bedelinin hazine adına irad kaydına, tasfiye edilmemiş ise 5607 sayılı Yasa'nın 13. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK.'nın 54. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 5)Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan ... Kurumu' nun davaya katılan olarak kabul edilip lehine dilekçe yazım ücretine hükmolunması,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.06.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.