Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15816 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 24017 - Esas Yıl 2014





Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : 4926 sayılı Kanuna MuhalefetHÜKÜM : Hükümlülük, müsadereYerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;Suç tarihinin 2006 yılı olması nedeniyle, dava zamanaşımı süresinin 5237 sayılı yeni TCK.nun 66.maddesine göre hesap edilmesi gerektiğinden, bu sürenin de 8 yıla tabi olduğu gözetildiğinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.1-İnceleme konusu dosyada 25.05.2006 günü sanığın kömürlüğünde yapılan aramada 225 karton sigara ele geçtiği, Dairemizde daha önce 5271 sayılı CMK.nun 5560, 5728 ve 6008 sayılı yasalar ile değişik 231.maddesinin 5 ve 14.fıkralarında yapılan değişiklikler uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulaması olanaklı hale geldiğinden bahisle bozma kararı verilen 02.02.2011 tarihli ve 2009/2705 Esas 2011/1289 Karar (Ağrı 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/1209 Esas 2007/262 Karar) sayılı dosyasının ise aynı gün (25.05.2006) sanığın ikametinde yapılan aramada ele geçen 64 karton 22 paket sigaraya ilişkin olduğu gözetilerek suç ve iddianame tarihleri itibarıyla suç delillerinin birlikte değerlendirilmesiyle eylemlerin aynı olay kapsamında olup olmadığı, TCK.nun 43.maddesi kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi ve suç vasfının tayini için anılan dosyaların birleştirilmesi, karara bağlanıp kesinleşmiş olması halinde ise dosyanın getirtilip incelenerek ilgili belgelerin örneklerinin dosya arasına konulmasından sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması,Kabule göre de;2-Kovuşturma sırasında, 4926 sayılı Yasa'nın 34.maddesi uyarınca, 15.03.2013 tarihinde sanığa önödeme önerisinde bulunulduktan sonra anılan maddedeki 30 günlük süre beklenmeden aynı gün sanığın mahkumiyetine hükmolunduğu nazara alınıp, sanığa yeniden usulüne uygun ödeme önerisinin tebliğ edilmesi ve anılan Kanun maddesinde öngörülen süre de dikkate alınarak önödeme önerisinin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,3-Dairemizin 25.09.2012 gün ve 2009/15167 esas 2012/24409 karar sayılı ilamındaki görüşten sonra verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.12.2012 gün ve 2012/7-1404 Esas 2012/1872 Karar sayılı Dairemizce de benimsenen yeni uygulamasında, 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda atılı eylemin müeyyidesi adli para cezasını, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda ise hürriyeti bağlayıcı cezanın yanında adli para cezasını da içermekte olduğu; kısa süreli takdir edilmesi halinde hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK.nun 50.maddesi gereğince adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi halinde verilen sonuç ceza itibariyle 5607 sayılı Yasanın sanık lehine olabileceği gözetilerek;Suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile suç tarihinden sonra 31.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve karar yerinde tartışılması suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, denetime olanak verecek şekilde bu husus tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.