Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15245 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 34667 - Esas Yıl 2014





4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na Muhalefet suçundan sanık ...'ın, 4926 sayılı Kanun'un 4/a-2 ve 4/3. maddeleri uyarınca 7.872,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 21/01/2010 tarihli ve 2007/81 esas, 2010/11 sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine, hükmün Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nin 20/03/2013 tarihli ve 2012/16719 esas, 2013/6924 sayılı ilamı ile bozulması sonrası sanığın transit rejim kurallarına aykırılık suçundan 4926 sayılı Kanun'un 3/a-2 ve 4/a-2. maddeleri gereğince 207.159,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin aynı mahkemenin 15/05/2014 tarihli 2013/387 esas, 2014/210 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 19.11.2014 gün ve 2015/20376/69475 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 27.11.2014 gün ve KYB. 2014/381818 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu. Mezkür ihbarnamede;1-... Asliye Ceza Mahkemesince 21/01/2010 tarihinde verilen ilk hükümde sanık hakkında 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na Muhalefet suçundan 7.872,00 Türk lirası adlî para cezasına hükmedildiği, hükmün yalnızca sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesince bozulduğu, 5271 sayılı Kanun'un 307/4.maddesi gereğince bozmadan sonra verilen hükmün önceki hükümden ağır olmayacağ??, sanık hakkında Yargıtay bozma ilamından sonra kurulan hükümde tesis olunan 207.159.00 Türk lirası adlî para cezasının sanık aleyhine olduğunun ve lehine olan ilk hükümden daha fazla olamayacağının gözetilmemesinde,2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun “Zaman bakımından uygulama” başlıklı 7. maddesinin 2. fıkrasında “suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9/3. maddesinde yer alan, "Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir." hükmü karşısında, hüküm tarihinden önce 31/03/2007 tarihli Resmi Gazete ile yayımlanarak 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu yürürlüğe girdiği, anılan 5607 sayılı Kanunu'nun 25. maddesi söz konusu 4926 sayılı Kanunu yürürlükten kaldırdığı cihetle, bahse konu 5607 sayılı Kanun ile mülga 4926 sayılı Kanun hükümlerinin karşılaştırılması suretiyle sanığın lehine olan kanunun tespit edilip uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden ...Asliye Ceza Mahkemesi'nin 15/05/2014 tarihli ve 2013/387 Esas 2014/210 Karar sayılı kararının, CMK.nun 309/4.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma gereği yeniden uygulama yapılarak, sanık hakkında kurulan hükümdeki 2. bentten sonra gelmek üzere, CMK.326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkı gözetilerek 7.872 TL tazmini nitelikli adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında hükmolunan sonuç cezanın miktarı uyarınca hükümdeki harç miktarının 14.151,00 TL yerine 537,73 TL müdahil idare lehine hükmedilen vekalet ücretinin ise 18.260,00 TL yerine 1.889,28 TL olarak değiştirilmesine hükmün diğer kısımlarının aynen bırakılmasına, 30/04/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.