Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:1- Açıklanmakla hükmün esasını oluşturan kısa kararda yer almadığı halde, gerekçeli kararın gerekçe bölümünde "sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememize kanaat gelmediğinden hakkında 5395 sayılı Yasa'nın 23. maddesi takdiren uygulanmamıştır" gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilerek hükmün karıştırılması, Yasaya aykırı ve,2- Soruşturma evresinde, 4926 sayılı Yasa'nın 34. maddesi uyarınca sanığa 24.02.2005 tarihinde tebliğ edilen ödeme önerisi üzerine sanığın 10 gün içerisinde ödeyeceğini yazılı olarak bildirmediği gerekçesiyle anılan maddedeki 30 günlük süre beklenmeden dava açılmış olup, yasa ile konulmuş sürenin sanığın iradesi ile değiştirilemeyeceği gözetilerek ve 4926 sayılı Yasa'nın 34. maddesinin son fıkrasında öngörülen "bu maddenin uygulanmasında para cezasına esas alınacak değer, gümrük idaresince belirlenen değerdir" düzen-lemesindeki "gümrük idaresince" ibaresinin hükümden sonra 30.12.2008 gün ve 27096 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mah-kemesi'nin 18.09.2008 gün ve 2006/47 Esas, 2008/144 Karar sayılı kararı ile Anayasa'ya aykırı görülerek iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, kurulacak hüküm bakımından maddi gerçeğin belirlenmesinde zorunluluk bulunduğundan, dava konusu eşya konusunda uzman bilirkişiye incelettirilip CİF değerinin belirlenmesi ve bu miktar üzerinden gümrük idaresine hesaplattırılacak güm-rüklenmiş değer üzerinden yeniden ödeme önerisi tebliğ edilerek sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekmesi,Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin hükmün (BOZULMASINA), 13.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.