Tebliğname No : 7 - 2011/77057MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza MahkemesiTARİHİ : 09/03/2010NUMARASI : 2009/759 (E) ve 2010/59 (K)Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;3167 sayılı yasaya muhalefet suçundan verilmiş mahkumiyetlerin, 20.12.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanunu ile 3167 sayılı yasa yürürlükten kaldırılarak yeni düzenlemeler getirildiği ve suç olmaktan çıkartıldığı gibi sanık hakkında daha önce verilen ve açıklanması geri bırakılan hükmün 5271 sayılı CMK.nun 231/6-a maddesi kapsamında kasıtlı suçtan mahkumiyet olarak nitelendirilemeyeceği gözetilmeden sanık hakkında kasıtlı suçtan sabıkası bulunduğu gerekçe gösterilerek CMK.nun 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi isabetli değil ise de; yerel mahkemece CMK.nun 231. maddesinin uygulanmaması hususunda ayrıca "uluslararası sözleşmeler ve 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararname uyarınca korunan hukuki yarar ile cezanın sanığın geleceği üzerindeki etkisi göz önünde bulundurulduğunda ileride suç işlemekten çekineceğine dair mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından" gerekçesine de dayanılarak sübjektif koşullar yönünden yeterli de??erlendirme yapılması nedeniyle bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.1- Sanık temyiz dilekçesinde aynı gün işyerinde yapılan aramada iki ayrı ayakkabıdan işlem yapılıp ayrı ayrı ceza aldığını, birleştirme yapılmadığını öne sürmüş olup, Uyap kayıtlarında bulunan adli sicil kaydına göre aynı gün işlenen marka hakkına tecavüz etmek suçundan Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinin 2009/787 esas-2010/604 karar sayılı dosyasında 05.10.2010 tarihinde verilip 23.03.2011 tarihinde kesinleşen mahkumiyeti bulunduğu görüldüğünden anılan dava dosyası celbedilip, deliller birlikte değerlendirilerek TCK'nın 43.maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasının gerekmesi,Bozmayı icap ettirmiş,Kabul ve uygulamaya göre;2-Sanık hakkında hükmolunan hapisten çevrili adli para cezasının taksitle tahsiline karar verilirken 5237 sayılı TCK.nun 52/4, 5275 sayılı yasanın 109 ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Tüzüğün 51. maddelerine aykırı olarak sanığın aleyhine ve infaz yetkisini de kısıtlar şekilde adli para cezasının hükmün kesinleşme tarihinden itibaren taksitlendirilmesine karar verilmesi,3- Hükümden önce 01/03/2008 gün ve 26803 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5739 sayılı Yasanın 5. maddesi ile yapılan değişiklikle, 5237 sayılı TCK.nun 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı Yasanın 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde "ödenmemesi halinde adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına" karar verilmesi,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazlan bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasa'nın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.07.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.