Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11034 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8452 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : 4389 sayılı kanuna aykırılıkHÜKÜM : Sanıklar ... ve ... 'in beraatine ve sanık ...'in hükümlülüğüne Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;Sanıklar hakkında sanık ... ile oğlu olan sanık ...'ın diğer sanık ... 'ın çalıştığı Akbank Pazaryeri Şube Müdürlüğünde sanık ... adına 18/12/2004 tarihinde 10000 YTL, 18/02/2005 tarihinde ise 19000 YTL bedelli kredi kullanmaları nedeniyle tanıştıkları, sanıkların suç tarihinde ise birlikte suç işleme kast ve iradesi ile hareket edip 19/10/2004 ve 18/11/2004 tarihleri arasında sanık ...'ın düzenlemiş olduğu boş tediye fişleri ile 30000 YTL kredinin kullanılmasından sonra sanıkların sanık ... adına 18/02/2005 tarihli 30000 YTL bedelli usulsüz "Ticari Nakit Kredisi" sözleşmesi düzenlemek suretiyle katılan bankayı 61,777 YTL zarar soktukları iddiasıyla kamu davası açılmış olup,1-) Dava konusu olay nedeniyle , katılan banka vekilinin şikayet dilekçesinde belirttiği ve gerekçeli kararda da mahkemece var olduğu kabul edilen kanuni soruşturma raporu olup olmadığının bankadan sorularak bulunması halinde sanıklar hakkında düzenlenen kanuni soruşturma raporlarının aslı ya da onaylı örnekleri dosyaya getirtilmeden eksik araştırma ile karar verilmesi,2-) Sanık ...'ın diğer sanıklara usulsüz kredi verdiği iddiası karşısında; öncelikle dava konusu kredi tahsislerine ilişkin olarak hazırlanan tüm dosyaların ve kredilerin kullandırılmasına ilişkin tüm tediye fişlerinin katılan bankadan celbi ile bu kredilerin sanıklar ... ve ...'a kullandırılmasına ilişkin ödeme belgelerinde müşteri imzası bulunması halinde bu ödeme fişlerindeki imzanın kredi kullanan sanıklara ait olup olmadığı konusunda imza inceleme yaptırılması, bilahare kredi tahsis tarihine göre alınan teminatların nelerden ibaret olduklarının saptanması, gerek borçlular gerekse de varsa kefiller için mali istihbarat raporları düzenlenip düzenlenmediği, her bir dosyada kredi miktarının yeteri oranda teminat altına alınıp alınmadığının tespiti, kredi komisyonu kararı bulunup bulunmadığı araştırılarak, usulsüz kredi tahsis edildiği iddia edilen sanıklar ile banka görevlisi sanık arasındaki maddi ve manevi ilişkinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde tam olarak ortaya konulması sonucunda dava konusu usulsüz krediler nedeni ile katılan bankanın ne miktarda zarara uğradığı, her bir sanığın hangi olaylara işlem, eylem ve kararlarıyla ne ölçüde katıldığı ve olaylardaki fonksiyonu ile gerçekleşen banka zararındaki sorumluluğunun niteliği, eylemlerin denetime imkan verecek şekilde ayrı ayrı açıklanması bakımından dosyanın üniversitelerden bankacılık konusunda uzmanlaşmış bir öğretim görevlisi, bir ceza hukukçusu ile bankacılık konusunda fiilen görev yaparak uzmanlaşmış bir kişiden oluşturulacak bilirkişi heyetine tevdi edilerek, kredi tahsis işlemlerinde bankacılık teamülleri de gözetilerek usulsüzlük bulunup bulunmadığı tespit edildikten sonra suç vasfı ve her sanığın hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi3-) Kabule göre;a-) Hükmün gerekçesinde sanık ...'ın 10.000 TL ve 30.000 TL bedelli iki ayrı usulsüz kredi tahsis ettiği kabul edildiği halde zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması,b-) Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı halde 4389 sayılı Yasanın 22/3 .maddesi gereğince ek savunma hakkı tanınmadan sanık hakkında hüküm verilmesi suretiyle 5271 sayılı C.M.K' nun 226.maddesine aykırı davranılması,c-) 30.000 TL banka zararının sanığa ödettirilmesine karar verildiği halde nisbi harca hükmedilmemesi,Yasaya aykırı, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 22.05.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.