Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10524 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 1608 - Esas Yıl 2008





Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra gereği gö-rüşülüp düşünüldü; Yargılama aşamasında 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın 234. maddesine göre mağdur ile şikayetçinin soruşturma ve ko-vuşturma evresinde hakları düzenlenmiş olup, kovuşturma evresinde en başta duruşmadan haberdar edilme ve kamu davasına katılma hakkının sayıldığı ve anılan maddenin 3. fıkrasında bu hakların, suçun mağdurları ile şikayetçiye anlatılıp, açıklanıp bu hususun tutanağa yazılacağının belirtildiği, 237/1. maddesinde "Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşa-masında hüküm verilinceye kadar şikayetçi olduklarını bildirerek kamu dava-sına katılabilecekleri" ve 238/1. maddesinde ise "katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözl?? başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olacağı" hükümleri karşısında; duruşmalara katılan duruşmada şikayetçi olduğunu bildiren şikayetçi vekiline yasal hakları hatırlatılıp müdahale talebinde bulunma imkanı tanınmadan, hak kaybı sonucunu doğuracak şekilde karar verilmesi,Yasaya aykırı, müşteki vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün sair yönleri incelenmeksizin 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 29.06.2010 günü oybirliğiyle karar verildi.