Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10198 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 28211 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : 4926 Sayılı Yasaya MuhalefetHÜKÜM : Hükümlülük, müsadereYerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;5271 sayılı CMK.nun 42/1. maddesi uyarınca eski hale getirme isteği hakkında karar verme görevi bulunmayan yerel mahkemenin 27.04.2011 tarih ve 2008/278 Esas 2010/708 Karar Sayılı müteferrik kararı hukuken geçersiz ve yok hükmünde kabul edilip kaldırılarak sanık müdafiinin eski hale getirme isteminin incelenmesinde;Sanık müdafıinin sanığın yokluğunda verilen kararın sanığın UYAP sisteminden temin edilen adres kayıt sistemindeki adresi yerine soruşturma aşamasında dosyaya bildirdiği adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunun 35. maddesine göre yapılan tebligatın usülsüz olduğu gözetilerek, eski hale getirme talebi yerinde görülerek ıttılaya binaen yapılan temyiz isteği süresinde yapılmış kabul edilerek 27.07.2010 tarihli hükmün incelenmesindeSanığa soruşturma aşamasında daha önce usulüne uygun tebligat yapılamayan adresine Tebligat Kanunu 35. maddesine göre yapılan ön ödeme tebligatı usulüne aykırı olarak çıkartıldığı görülmekle sanığa, 4926 sayılı yasanın 34. maddesinin son fıkrasında öngörülen "bu maddenin uygulanmasında para cezasına esas alınacak değer, Gümrük İdaresince belirlenen değerdir" düzenlemesindeki "Gümrük İdaresince" ibaresinin hükümden sonra 30.12.2008 gün ve 27096 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 18.09.2008 gün ve 2006/47 Esas, 2008/144 Karar sayılı kararı ile Anayasaya aykırı görülerek iptal edildiği gözetilerek bilirkişice belirlenen gümrüklenmiş değerin 3 katı üzerinden ön ödeme önerisinde bulunulup sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi,Uygulamaya göre ise;1 -Dava konusu eşyanın gümrüklenmiş değeri suç tarihindeki ekonomik koşullar ve paranın satın alma gücüne nazaran hafif olduğu halde mahkemece normal kabul edilerek sanık hakkında 4926 sayılı Yasanın 4/3. maddesi uyarınca indirim yapılmaması,2-4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda atılı eylemin müeyyidesi adli para cezasını, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda ise hürriyeti bağlayıcı cezanın yanında adli para cezasını da içermekte olduğu; kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK.nun 50. Maddesi gereğince adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi halinde verilen sonuç ceza itibariyle 5607 sayılı Yasanın sanık lehine olabileceği gözetilerek;Olaya suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile suç tarihinden sonra 31.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun ilgili bütün hükümleri uygulanarak elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve karar yerinde tartışılması suretiyle lehe olan Yasanın belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, denetime olanak verecek şekilde bu husus tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi,Yasaya aykırı, sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozmanın uygulamaya yönelik sebepleri yönünden hükmün temyiz etmeyen sanık ...'na da teşmiline, 23.02.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.