Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10100 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17895 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : 4389 sayılı yasaya aykırılıkHÜKÜM : HükümlülükYerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olmasının Anayasa’nın 141/3 ve CMK.nun 34, 230 ve 289/9 maddelerinin amir hükmü olduğu dikkate alınarak; iddia, savunma, sanıkların leh ve aleyhindeki kanıtların tartışılması, sübutu kabul edilen ve suç oluşturan eylemlerin belirlenmesi ve yasal öğelerinin gösterilmesi gerektiği gözetilmeden genel ifadelerle sübutun kabul edilmesi keza gerekçesiz olarak basit zimmet suçundan hüküm kurulması,Kabule göre;1- Zimmetin, banka içi kayıtların olağan bir denetimi, araştırma ve karşılaştırılması suretiyle kesin bir biçimde ortaya çıkarılabilecek durumda olması halinde basit olarak nitelendirilmesi mümkün olup ayrıca;Tediye fişleri bulunamamış ya da bulunan tediye fişlerinde mudi imzası yok ise, eylem basit zimmet, tediye fişine mudi yerine sahte imzalar atmak suretiyle gerçekleştirilen işlemler ile ilgili olarak, fişler üzerindeki sahte imzaların ilk bakışta ve basit bir inceleme ile sahteliğinin anlaşılması halinde basit zimmet, sahteciliğin aldatıcılık özelliğinin bulunması halinde ise eylem nitelikli zimmet kapsamında kalacaktır.Yukarıda anılan hususlar nazara alınmak suretiyle, somut olayda;21 işlem ile mudilerin hesaplarından para çekildiği, düzenlenen tediye fişlerinden 10’unda hesap sahibi adına atılmış imza bulunmadığı bu haliyle eylemlerin basit zimmet kabul edilmesi gerektiği, ancak 11 adet tediye fişinde sahte imza atıldığı cihetle söz konusu belge asılları ile mudilerin bankada bulunan hesap kartonetlerindeki imzalar üzerinde mahkemece inceleme yapılması, aldatıcılık vasfının olup olmadığının belirlenmesi ile duruşma tutanağına denetime imkan verecek şekilde geçirilmesi, gerektiğinde bu konuda uzman bir bilirkişiden görüş alınması suretiyle suç vasfının tespit edilmesi gerekirken yazılı şekilde tüm eylemlerin basit zimmet niteliğinde kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,2- Sanığın mal edindiği kabul edilen dövizlerin zimmete geçirilme tarihi itibariyle geçerli olan T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası’na çevrilerek hesaplanması gerekirken yazılı şekilde yabancı para birimi üzerinden hüküm kurulması, 3- Banka zararının ödettirilmesine karar verildiği halde nispi harca hükmolunmaması,Yasaya aykırı, katılan vekili ile sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi ile yürürlükte kalan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01/11/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.