Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9951 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5977 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :İş MahkemesiDava Türü : AlacakYARGITAY İLAMITaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:I-Davacı vekili, davacının ödenmeyen işçilik alacaklarının bulunması nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Somut olayda, dava dilekçesinin 22.06.2012 tarihinde tebliği üzerine davalı cevap verme süresinin uzatılması talebinde bulunmuş, bu talebinin kabulü üzerine de 23.11.2012 tarihinde cevap dilekçesini ve delil listesini sunmuştur. Ayrıca mahkemenin davacıya ait işyeri kayıtlarının gönderilmesi talebi üzerine 03.07.2012 tarihinde işyeri kayıtlarını sunduğuna ilişkin üst yazı ile birlikte bir kısım kayıtlar davalı tarafından sunulmuştur. Söz konusu kayıtların davacıya ait olmadığı, davalı işyerinde çalışırken iş akdi davacıyla aynı tarihte sona eren ve işverene karşı aynı tarihte alacak davası açan...'a ait olduğu bilirkişi incelemesi sırasında anlaşılmıştır. Davalı, bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunarak,... isimli işçinin de aleyhlerine dava açtığını ve iki işçiye ait özlük dosyalarının hazırlanarak mahkemelerine sunulduğunu, ancak özlük dosyalarında bir karışıklık olduğunu ve özlük dosyalarının yanlış dosyalara gönderildiğini beyan etmiştir. Ayrıca davacıya ait işyeri kayıtlarını dosyaya sunmuştur. Sunulan imzalı bordrolarda, fazla çalışma tahakkukları ve ek kazanç tahakkuklarının bulunduğu, ayrıca izin defterinde de davacının kullandığı izinlerin gösterildiği görülmüştür. Anılan kayıtların sehven hatalı dosyaya gönderildiğinin davalı tarafça fark edilmesi üzerine dosyaya sunulmaları ve belglerin ödeme belgesi niteliğinde olmaları nedeniyle davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gözönünde bulundurulmaksızın davacıya ait kayıtlar incelenmeden karar verilmiş olması hatalıdır. Mahkemece yapılacak iş, davacıya ait işyeri kayıtları incelenerek ve bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar vermektir.II-Kabul şekline göre de, 1-Taraflar arasında davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma karşılığı ücretlere hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur. 4857 sayılı İş Kanununun 47 nci maddesinde, Kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde ise, resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı gününün genel tatil günleri olduğu açıklanmıştır. Buna göre; genel tatil günleri, 1 Ocak, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos günleri ile Arife günü saat 13.00’da başlanan üçbuçuk günlük ... ve Arife günü saat 13.00’de başlayan dörtbuçuk günlük Kurban Bayramı günlerinden oluşur. Ulusal bayram günü 28 Ekim saat 13.00 ten itibaren başlayan 29 Ekim günü de devam eden birbuçuk gündür. 2429 sayılı Yasanın, 5892 sayılı Yasayla değişik 2 nci maddesi uyarınca da, 1 Mayıs genel tatil günüdür. İşçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmesiyle kararlaştırabilir Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan bayram ve genel tatil ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir.Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.İmzalı ücret bordrolarından, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıt taşımaması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının yapıldığını yazılı delille kanıtlaması imkân dahilindedir. Dairemizce, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde, hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Ancak, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Davacı dava dilekçesinde, tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia etmiştir. Davalı ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışılmadığını savunmuştur. Mahkemece davacının ulusal bayram günlerinin ve dini bayramların tamamında çalıştığı kabul edilerek ulusal bayram genel tatil alacağının kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda dosyaya sunulan davacının tanık olarak dinlendiği ...1. İş Mahkemesinin 2012/651 Esas ve 2014/607 Karar sayılı dosyasında alınan beyanında, davalı işyerinde dini bayramların yarısında çalışıldığını, diğer tatil günlerinin ise tamamında çalışıldığını beyan ettiği görülmektedir. Davacının mahkeme huzurunda yeminli tanık sıfatıyla vermiş olduğu bu beyanı kendisini bağlar. Davacının mahkeme önünde vermiş olduğu beyanı gözetilerek hesaplama yapılıp çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olmuştur. 2-Dosyada bulunan bazı aylara ait imzalı bordrolarda fazla çalışma ücreti tahakkuku ve ek kazanç tahakkuku bulunduğu görülmektedir. Bu itibarla bordrolarda “ek kazanç” adı altında görünen tahakkukların fazla çalışma ya da ulusal bayram genel tatil ücreti karşılığı olup olmadığı değerlendirilerek, fazla çalışma ya da ulusal bayram genel tatil ücreti karşılığı olduğunun anlaşılması halinde “ek kazanç” adı altında tahakkuk bulunan ve ihtirazi kayıt içermeyen aylar bakımından hesaplama yapılmamalıdır. Yine fazla çalışma ücreti tahakkuku bulunan aylar bakımından da hesaplama yapılmamalıdır. Zamlı tahakkuk bulunan bu ayların bordroların tetkiki ile tespiti ve hesaplamalarda dışlanması gerekirken yazılı şekilde hazırlanan rapora itibarla karar verilmiş olması da doğru olmamıştır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 04.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.