Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9820 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7670 - Esas Yıl 2015





Asliye Hukuk Mahkemesi(İş Mahkemesi Sıfatıyla)Dava Türü : AlacakTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine.2-Davacı, davalı işyerinde belediye otobüsünde şoför olarak çalışırken 6111 sayalı Yasa gereği başka kuruma nakledildiğini, davalının yanında çalışırken eksik ödenen ücretlerinin olduğundan bahisle TİS hükümlerinden doğan bazı işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir. Davalı, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacının fark ücret alacağı olup olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Somut olayda, davalı Belediye aleyhine birkaç işçi adına seri davaların açıldığı, davacılarla ilgili ortak belgelerin Mahkemenin ..... sayılı ve davacısı ... .... olan dosyanın ekinde bulunduğu görülmüştür. Yargılama sırasında rapor sunan bilirkişiler, davacıya ait ücret bordrolarının sunulmamış olması nedeniyle ücret alacağı talebinin hesaplanmasının mümkün olmadığını beyan etmişlerdir. Mahkemece yapılacak iş, sunulan klasör halindeki deliller dosya ile birlikte bilirkişiye gönderilerek davacının ücret alacağı hakkında da rapor alarak çıkacak sonuca göre karar vermektir.3-Davacının fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili alacağını hak edip etmediği hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Fazla çalışma yaptığını ve ulusal bayram-genel tatil günlerinde ve hafta tatilinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ve ulusal bayram-genel tatil günlerinde ve hafta tatilinde çalıştığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığının yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir. Somut olayda, davacı belediye otobüs şoförü olarak çalışmıştır. Dinlenilen davacı tanığı ... .... “davacı haftada 6 gün tam olarak çalışırdı, pazar günleri ise düğün olduğunda mutlaka düğünlere giderdi, dini bayramların sadece ilk günü izinli olurdu diğer günler çalışırdı, ulusal bayramlarda da hiç tatil yapmadan çalışırdı, düğün sezonu olarak tabir edilen sezonda tahminen 3 ay olarak sürer ve düğünlerde genelde hafta sonu olurdu, düğünler akşam olduğunda ortalama olarak gece 10-11 arası biter,” diğer davacı tanığı ... ... ... ise “...'nin davalı Belediye'nin ilk kurulduğu tarihten itibaren Belediye'de otobüs kullandığını biliyorum, otobüsü kullandığı için Cumartesi günleri de çalışır, hatta Pazar günleri de düğün ve sair bir etkinlik olduğu zaman çalışırdı, genelde haftada ortalama 6 gün çalışırdı, ayrıca davacı yaz aylarında düğün sezonu olarak tabir edilen zaman diliminde pazar günleri de çalışırdı, düğün olduğunda gece 10.00-11.00'e kadar çalışırdı, ayrıca Ulusal ve dini bayramlarda da (Dini bayramların 1.günü hariç) çalışırdı, otobüsü genelde hep .... kullanırdı” şeklinde beyanda bulunmuştur. Mahkemece, bilirkişinin “davacının fazla çalışma ve ubgt çalışmaları yönünden davalının kamu kurumu olması ve çalışma düzenini belgelere dayanması gerektiğine dair Yargıtay kararları gözönüne alındığında bu alacaklara hak kazanamadığı” görüşüne itibar edilerek bu taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacı ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ve yasal sınırları aşacak şekilde çalışarak fazla mesai yaptığını ispat etmiştir. Davalı Belediye ödemeleri belgelemek zorundadır. Ancak bu konuda dosyaya sunulmuş belge bulunmamaktadır.Yapılacak iş, davacının beldenin ulaşımını sağlayan belediye otobüsünü kullandığı gözönünde tutularak, belediyeden otobüs sefer gün ve saatlerini getirmek, buna göre davacının çalışma süresini belirlemek ve fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma olup olmadığını belirlemektir. Ayrıca otobüs seferi olmadığı zamanlarda beldenin ulaşımını nasıl sağlandığı hususunun da açıklığa kavuşturulması gerekliliği gözden ırak tutulmamalıdır. Yine davacının, yazın düğünler nedeniyle hafta tatilinde de çalıştığı iddia edilmiştir. Bu konuda da belediye yapılmış yazılı taleplerin, kesilmiş ücret makbuzlarının olup olmadığı, araştırılıp hafta tatili çalışmasının tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması, davalının belge sunamaması durumunda davacı tanıklarının beyanlarına itibarla bir karar verilmesi gerektiği gözönünde tutulmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.4-Davalı yararına hükmedilen avukatlık ücretinin 2014 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12/2 maddesi uyarınca reddedilen alacağı aşmaması gerekirken maktu ücrete hükmedilmesi hatalı ise de, avukatlık ücretleri yeni hükümle birlikte yeniden belirlenmesi gerekeceğinden bu husus bozma nedeni yapılmamış sadece eleştirmekle yetinilmiştir.O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı harcının davalıya yükletilmesine, 25.05.2015 Tarihinde oybirliğiyle karar verildi.