Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9758 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9334 - Esas Yıl 2015





İş MahkemesiDava Türü : İtirazın İptaliTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddine,2-Davacı;.... ve ... ... projesinde 07.04.2008 tarihinde ...-...-...-... Adi Ortaklığında satış temsilcisi olarak işe başladığını, maaşlarının verilmemesi üzerine iş akdini feshettiğini, ....nin asıl işveren olduğunu, . İcra Müdürlüğü’nün 2010/11007 sayılı takip dosyası ile başlattığı takibe davalı tarafın vaki itirazının iptaline, takibin devamına, davalıların haksız itirazları nedeniyle asıl alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemelerine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı; dava dışı .... – .. – ... – ... ile 03.08.2006 tarihli istisna sözleşmesinin imzalandığını, davacının personelleri olmadığını, davacının sözleşmesini kendisi feshetmiş olduğundan ihbar tazminatı talep etme hakkı bulunmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.İşçinin ücret alacağı talebine ilişkin yapmış olduğu takibe karşı yapılan itirazın iptali gerekip gerekmediği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Öncelikle belirtilmelidir ki; 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere;Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, mahkeme yönünden; bozma kararında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, kararda açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usulü kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Bu hukuki kurum mahkemeye; hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve yerine getirilmesi istenilen hususlar kapsamında, yargılama usulünün, davanın sürüncemede kalmaması ve en az maliyetle bir an önce bitirilmesi amacına yönelik “usûl ekonomisi ilkesi” çerçevesindeki hükümleri ışığında, uyulan bozma kararı gereğinin yerine, tam olarak getirilmemesi gerekçesiyle ikinci kez “BOZULMASINA” sebebiyet vermeyecek şekilde, özenle işlem yapmak ve hüküm kurmak zorunluluğunu getirir. Uzun yıllardan beri Yargıtay'ın kökleşmiş, sapma göstermeyen uygulamaları ve öğretide benimsenen usulü kazanılmış hak müessesesi, usul hukukunun dayandığı vazgeçilmez ana temellerinden biridir.Somut olayda; mahkemece bozma kararına uyulmakla, bozma uyarınca işlem yapılmalıdır. Dairemizce bozma kararında davalı şirketin ihale makamı olması nedeniyle İş Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca davacının son 3 aylık ücretinden sorumlu olacağı belirtilmesine rağmen İ.K 'nın 36. maddesi dikkate alınmadan hüküm kurulması hatalıdır.O halde davacı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 22.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.