Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 975 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21922 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Kahramanmaraş İş MahkemesiTarihi : 04/06/2013Numarası : 2011/491-2013/510 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, davalılara ait işyerinde 01.05.1991- 30.11.2010 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalılar, davacının sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini belirterek davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında hizmet süresi yönünden uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı, işyerinde 01.05.1991-30.11.2010 tarihleri arası çalıştığını iddia etmiştir. Her ne kadar mahkemece davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları esas alınarak 01.12.1997 tarihinden itibaren çalıştığı kabul edilmişse de , hizmet cetvelinin incelenmesinde 01.12.1997 tarihinden önce başka bir işyerinde çalışmadığının görülmesi ve ayrıca davacı tanıkları İ.. K.. ile tanık Ü.. T..’nın somut ve tutarlı beyanlarından davacının iddia ettiği gibi 1991 yılından itibaren işyerinde çalıştığı anlaşıldığından çalışma süresinin 01.05.1991 tarihi başlangıç olarak esas alınması ve buna göre dava konusu alacakların hesaplatılarak hüküm altına alınması gerekirken delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek hizmet süresi eksik belirlenerek karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Somut olayda, mahkemece her ne kadar rapordaki hesaplamalardan hangisinin hükme esas alındığı açıkça belirtilmemişse de, kararın gerekçesinde “davalılar vekilinin zamanaşımı defi dikkate alınmak suretiyle davacı vekili tarafından talep edilen alacak miktarlarının aşağıda belirtilen şekilde hüküm altına alınması gerektiği“ şeklinde belirtilmiş olması ve 30.10.2012 tarihli bilirkişi raporuyla da zamanaşımı savunması sebebiyle de hesaplanan miktarın ayrıca belirtilmiş olması ve yine davanın sadece dava dilekçesinde belirtilen 50’şer TL’lik miktarlar yönünden hüküm kurulmuş olması dikkate alındığında mahkemenin hüküm fıkrasında raporda hangi hesaplamayı dikkate aldığını belirtmemiş olması sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalılara yükletilmesine, 24.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.