Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9597 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2158 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Bursa 10. İş MahkemesiTarihi : 30/12/2013Numarası : 2013/218-2013/94 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacı, dava dilekçesinde davalı şirket ile aralarında Ocak 2013 tarihli iş sözleşmesi imzalandığını, işverenin kendisini işe başlatmadığını, davalının subjektif olarak ifayı imkansız hale getirdiğini ve iş sözleşmesinin davalı tarafından feshedildiğini ileri sürerek uğradığı zararın tespit edilerek şimdilik 18.000,00 TL ücret alacağının fesih tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacı ile aralarında tam süreli hastane kadrosunda çalışan bir doktorun yerine çalışmak üzere iş akdinin düzenlendiğini, çalışma izin belgesi alınabilmesi için Bursa İl Sağlık Müdürlüğüne yapılan başvuru sonucu hastanenin ortopedi ve travmatoloji polikliniğindeki üç kişilik hastane kadrosundaki bir hekimin ayrılması halinde yerine Tam Gün Yasasının 7. Maddesi ile değişen 1219 sayılı Yasanın 12.maddesi gereği geçici hekim kadrosu ile part-time olarak çalışan bir doktorun alınabileceği, dışarıdan bir ortopedi doktoruna izin verilmeyeceği bildirilerek taleplerinin reddedildiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacı ile davalı arasında İl Sağlık Müdürlüğünden izin alınmadan sözleşme imzalandığı, sözleşmenin imzalanmasından sonra İl Sağlık Müdürlüğünün davalı şirketin talebini reddetmesi üzerine, davalı şirketin bu durumu davacıya resmi olarak bildirip sözleşmeyi feshetmediği, bu sebeple davacının, davalı şirketten ücret alacağının bulunduğu, ancak davacının sözleşme gereği işe başlayıp herhangi bir hizmette bulunmadığı anlaşıldığından, hakkaniyet indirimi de yapılmak sureti ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda, öncelikle belirtmek gerekirki davacı davalıya ait işyerinde hiç çalışmadığı için açılan dava ücret alacağı olarak değerlendirilemez. Mahkemeninde kabulünde olduğu gibi davalı işveren İl Sağlık Müdürlüğü'nden izin almadan davacı ile sözleşme imzalayarak davacının zararına sebep olmuş ise bunu tazminat olarak ödemesi gerekir. Bu nedenle mevcut davaya zararın giderimi davası olarak bakmak gerekir. Gerçekten davacı dosya kapsamına göre bu süre zarfında davalıya güvenerek çalışmamış ve ücret alacağından mahrum kalmıştır. Böyle olunca mahkemenin davanın kısmen kabulüne karar vermesinde isabetsizlik yoktur. Ancak taraflar arasındaki sözleşmede davacının aylık ücreti 10.000,00 Tl olarak kararlaştırıldığı düşünüldüğünde mahkemece yapılan takdiri indirim Dairemizce fazla bulunmuştur. Talepten daha düşük oranda takdiri indirim yapılması gerekirken %50 indirim yapılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 30/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.