Mahkemesi : Rize 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 12/04/2013Numarası : 2010/93-2013/298 Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün, taraf vekillerince süresi içinde temyiz edilmesi, Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 26.11.2013 günü belirlenen saatte temyiz eden davacı N.. T.. vekili Av.H.. Ö.. geldi, karşı taraftan gelen olmadı. Gelenin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle davalı şirket muvazaalı işlemin tarafı olup davacıya karşı davacının tüm alacaklarından davalı Belediye ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu ise de davacı tarafça karar bu nedenle temyiz edilmeyip sadece davalı şirket yararına avukatlık ücreti verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın temyiz edilmiş olması nedeniyle bu hususun bozma nedeni yapılamayacağının anlaşılmasına göre davacının ve davalı Belediye vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, davacının davalı işveren yanında belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğunu, bu nedenle davacının baştan beri davalı Belediyenin işçisi sayılarak davalı Belediye ile Hizmet İş Sendikası arasında yapılan TİS'lerinden yararlanması gerektiğini, ancak TİS hükümlerinin uygulanmadığını, haklarının ihtarname tebliğine rağmen ödenmediğini iddia ederek TİS'lerden kaynaklanan sosyal yardım, ikramiye ve benzeri alacaklar ile fark alacakların ve bunların işlemiş faizlerinin davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı Belediye ve davalı şirket vekilleri, alacakların zaman aşımına uğradığını, davacının Belediye ile yapılan TİS'den yararlanmasının mümkün olmadığını, taleplerinin haksız olduğunu, kendisine tüm haklarının ödendiğini savunarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna itibarla davalı şirket hakkındaki davanın reddine, davalı Belediye hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili davasını her iki davalıya karşı açmış ve davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu iddia etmiştir. Dosya kapsamı ile sabit olduğu ve mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalılar arasındaki ilişki muvazaalıdır. Davalı şirket muvazaanın tarafı olup bu muamele davacı işçi açısından haksız eylem niteliğindedir. Böyle olunca hiç kimsenin kendi hilesinden yararlanamayacağı ilkesi gereğince muvazaalı işlemi yapan davalı şirket yararına yanılgılı değerlendirme ile avukatlık ücreti takdir edilmesi hatalıdır. Öte yandan davacı vekili davada ikinci kez ıslah yapmış, mahkemece bu ikinci ıslaha isabetli bir biçimde itibar edilmemiştir. Gerek 1086 sayılı HUMK ve gerek 6100 sayılı HMK'na göre bir davada iki kez ıslah yapılmasına olanak bulunmadığına ve mahkemece ikinci ıslaha itibar edilmediğine göre davanın kabul ve red oranı ikinci ıslah hiç yokmuş gibi değerlendirilmeli, yargılama gideri ve taraflar yararına takdir edilecek avukatlık ücretleri de buna göre belirlenmelidir. 3-Davacı vekili ilave tediye ücreti ve bunun işlemiş faizini talep etmiştir. Mahkemece bilirkişi raporuna göre alacak hüküm altına alınmış ise de, ilave tediye ücreti 6772 sayılı Yasa'dan kaynaklanan bir alacak olup kaynağı TİS olmayıp yasal düzenlemedir. Bu nedenle işlemiş faiz alacağının yasal faiz yerine en yüksek işletme kredi faiz oranlarına göre hesap edilmesi ve ilave tediye alacağına yasal faiz yerine en yüksek banka mevduat faizi işletilmesi isabetsizdir. 4-Davacı yararına hesap edilen kırtasiye yardımı alacağının işlemiş faizi 403,49 TL olduğu halde 430,49TL'nin hüküm altına alınması doğru olmamıştır. Yapılacak iş, yukarıda yazılı 3 numaralı bozma nedeni konusunda ek hesap raporu almak, 2 ve 4 numaralı bozma nedenlerini de kapsayacak şekilde değerlendirme yaparak karar vermektir. O halde davacı ve davalı Belediye vekillerinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalı Belediyeye iadesine, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir olunan 990,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 28/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.