Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı ..... ve davalı ... tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında dava ve temyize konu 134 ada 36, 143 ada 17, 101 ada 11, 137 ada 2, 101 ada 9, 15, 17, 107 ada 32, 132 ada 12, 134 ada 7, 8, 15, 136 ada 8, 140 ada 1, 143 ada 5, 10, 20 ve 145 ada 1 parsel sayılı sırasıyla 97,21 m2, 1659,09 m2, 7719,19 m2, 411,30 m2, 16485,73 m2, 570,30 m2, 953,12 m2, 666,60 m2, 257,26 m2, 461,65 m2, 4594,38 m2, 661,49 m2, 782,44 m2, 49,15 m2, 49,57 m2, 344,53 m2, 85,87 m2, 2019,64 m2 yüzölçümündeki taşınmazlardan 134 ada 36, 143 ada 17, 101 ada 15, 17, 107 ada 32, 132 ada 12, 134 ada 7, 8, 15, 136 ada 8, 140 ada 1, 143 ada 5, 10, 20 ve 145 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar arsa niteliği ile, 101 ada 11 ve 137 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar çeşme ve arsası niteliği ile, 101 ada 9 parsel sayılı taşınmaz ise tarla niteliği ile davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ....., taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, taşınmazlar üzerinde davalı lehine zilyetlik koşullarının oluşmadığını öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece dava ve temyize konu 101 ada 9, 15, 17, 107 ada 32, 132 ada 12, 134 ada 7, 8, 15, 136 ada 8, 140 ada 1, 143 ada 5, 10, 20 ve 145 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın kabulü ile ta??ınmazların aynı vasıflarla davacı ..... adına tapuya tesciline, dava ve temyize konu 134 ada 36, 143 ada 17, 101 ada 11 ve 137 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise davanın reddi ile bu taşınmazların tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ..... ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece dava ve temyize konu 134 ada 36, 143 ada 17, 101 ada 11, 137 ada 2 parsel sayılı taşınmazların 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 16/A maddesi hükmünde sözü edilen davalı Köy Tüzel Kişiliğine ait hizmet mallarından olduğu, dava konusu 101 ada 9, 15, 17, 107 ada 32, 132 ada 12, 134 ada 7, 8, 15, 136 ada 8, 140 ada 1, 143 ada 5, 10, 20 ve 145 ada 1 parsel sayılı taşınmazların ise 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 16.maddesi hükmü gereği kamu malı niteliğinde olduğundan söz edilerek hüküm kurulmuş ise de mahkemece yapılan araştırma ve soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki ; mahkemece iddia ve savunmanın kıymetlendirilmesi için yapılan keşif sırasında dinlenilen yerel bilirkişi ve tutanak bilirkişi beyanları olaylara dayanmayan soyut ve gerekçesiz sözlerden ibaret olduğu gibi, bir kısım taşınmazlar yönünden tespit tutanağı bilirkişileri Cemal Vural ve Şerif Bozat tespitte saptanan hukuksal olgu ile keşifte saptanan hukuksal olgu birbirine aykırı düştüğü halde dinlenilmemiş, varsa nedenleri hüküm yerinde gerekçeleriyle açıkça gösterilmemiştir. Öte yandan mahkemece taşınmazlar bizzat görülüp gözlenmediğinden ve mahkemenin gözlemi keşif tutanağına yansıtılmamakla uzman ziraatçi bilirkişisinin raporunu denetleme olanağı bulunmadığından anılan raporunda yargı denetimine açık olmadığı saptanmıştır. Böylesine yetersiz araştırma ve soruşturma ile hüküm kurulamaz. O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi fen elemanı ve uzman ziraatçi bilirkişi tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar hazır olduğu halde taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, dava konusu taşınmazların öncesi niteliğinin ne olduğu, hizmet malı veya kamu malı niteliğinde bir taşınmaz olup olmadığı, taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı, tespitte saptanan hukuksal olgu dikkate alınarak tutanak bilirkişileri ayrı ayrı dinlenerek tespitte saptanan hukuksal olgu ile hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık ile yapılması muhtemel keşifte dinlenecek olan yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları arasında aykırılık varsa duraksamasız giderilmeli, daha sonra uzman ziraatçi bilirkişi ve mahkeme heyeti hazır olduğu halde, taşınmaz bizzat mahkemece görülüp, gözlenmeli, gözlem keşif tutanağına aynen yansıtılmalı, taşınmazların değişik açılardan fotoğrafları çektirilmeli özellikle taşınmazların meyil durumu, fiziksel yapısı, dıştan komşu taşınmazlarla toprak mukayesesi yapılmalı, komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, komşu taşınmazların tespitlerine bir kayıt ve belge esas alınmış ise nizalı parsel yönünü sözü edilen kayıt ve belgelerin ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği üzerinde durulmalı, uzman bilirkişi fen elemanından keşfi izlemeye, yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişiden ise mahkeme gözlemini yansıtmaya elverişli ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, daha sonra davanın dayanağını oluşturan 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmüne göre davalı taraf adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği, Kadastro, Tapu Sicil ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorulup saptanmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi davanın kabul edilen bölümleri açısından kadastro tespitinin iptaline karar verilmesi gerekirken idari işlem yoluyla oluşan kadastro tutanaklarının iptaline karar verilmesi, ayrıca mahkeme hükmünden önce 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 36/A ve geçici 11. maddeleri gereği davalı aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama giderine hükmolunmaması gerekirken, davalı Köy Tüzel Kişiliği aleyhine yargılama giderine hükmolunması, yine mahkemece davacı ..... adına aynı vasıflarla tescile karar verilen bir bölüm taşınmazlar açısından hüküm yerinde taşınmazların kamu malı niteliğinde olduğunu belirtmesine göre 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesi gereği taşımazların sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmesine karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratır nitelikte tespit gibi tapuya tesciline karar verilmesi hususları dahi isabetsiz, davacı ..... ile davalı ...'nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davalı ...'ne iadesine, 15.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.