Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı Mustafa ve katılan Asuman ve paydaşı tarafından istenil-mekle, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu, tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 99 parsel sayılı 26500 m2 yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ölü olduğu belirtilmek suretiyle Emin adına tespit edilmiştir. İtirazı kadastro komisyonunca reddedilen davacı Hasan, Hatice ve Mustafa tapu kaydına, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Yargılama sırasında Asuman ve paydaşı miras yoluyla gelen hakka dayanarak taşınmazın 1/4 payının kendilerine ait olduğunu öne sürerek davaya katılmışlardır. Mahkemece davacıların ve katılan Asuman ve paydaşının davasının reddine, hazine yönünden husumet nedeniyle reddine, 99 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davacı Mustafa ve katılan Asuman ve paydaşı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davacı Mustafa'nın tutunduğu tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsamadığı, katılan davacılar Asuman ve Suzan'm ise davasını ispat edemediği gerekçe gösterilerek davalarının reddine karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Ayrıca dava konusu taşınmazın kadastro tespiti 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. maddesi hükmü uyarınca yapılmadığı, aynı Yasanın 30. maddesi hükmünün uygulama olanağı bulunmadığı dikkate alınmadan ve dosya keşfe hazır hale getirilmeden keşif günü tayin edilerek tarafların gıyabında keşif yapılması ve tarafların savunma hakkı kısıtlanarak hüküm kurulması dahi isabetsizdir. Böylesine yetersiz, sağlıksız araştırma ve soruşturma ile hüküm kurulamaz. O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle davacı Mustafa'nın tutunduğu T.Sani 303 D. Tarih 82 sayılı tapu kaydı ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmeli, kayda dayanan tarafın kayıt maliki ya da malikleri ile akdi, irsi ilişkisi saptandığı takdirde dayanılan kaydın dava dışı başka taşın-mazlara revizyon görüp görmediği, Tapu Sicil Müdürlüğünden ve Kadastro Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmazla birlikte revizyon gördüğü dava dışı taşınmazları ve bu taşınmazlara dıştan komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita Kadastro Müdürlüğünden getirtilmeli, dayanılan kaydın dava dışı başka taşınmazlara revizyon gördüğü ve davalı olduğu saptandığı takdirde HUMK'nun 45 ve onu izleyen maddeleri hükmü uyarınca dava dosyalarının birleştirilip birleştirilemeyeceği yönü üzerinde durulmalı, vurgulanan bu olgunun dava ekonomisi ve kaydın kapsamının sağlıklı biçimde belirlenebilmesi için zorunlu olduğu özellikle dikkate alınmalı, ayrıca katılan davacılar Asuman ve paydaşının tüm delilleri sorulup saptandıktan sonra dayandıkları kayıt ve belge-lerde getirtilmeli, dosya keşfe hazır hale geldiğinde keşfe karar verilirken 3402 sayılı Kadastro Kanununun 36. maddesi dikkate alınmalı, bundan sonra yöreyi iyi bilen yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, taraf tanıkları ile taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, bundan sonra dayanılan tapu ve vergi kayıtları yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınırlar yönünden tanık bilgisine başvurulmalı, uzman bilirkişiden keşfi denetlemeye imkan verecek şekilde rapor alınmalı, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve dayanakları kayıtlarla denetlenmen, dava konusu taşınmazın dayanılan tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanılmalı, dava konusu taşınmazın kayıt kapsamı dışında kaldığı saptandığı takdirde zilyetlik araştırması yapılmalı, tespit gününde zilyetleri yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen kısıtlamalar da dikkate alınarak taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece böylesine bir araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı Mustafa ile katılan davacı Asuman ve Suzan'ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde ilgililerine iadesine, 25.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.