Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14329 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : İstanbul Anadolu 7. İş MahkemesiTarihi : 30/01/2013Numarası : 2010/1496-2013/91 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacı, davalı işverenlik nezdinde İstanbul Bölge Satış Sorumlusu olarak çalıştığını, son 6 aylık süreçte işveren baskısı ile zor şartlar altında çalışmaya zorlandığını, müşteriler ile yapılacak görüşmelere gitmek üzere kendisine tahsis edilen aracın geri alındığını, ofis içinde çalışmasının ve satış görüşmelerini telefonda yapmasının istendiğini, kendisinden belli bir tutarın altındaki fiyata satış yapamayacağı belirtilerek inisiyatif kullanma hakkının elinden alındığını, ancak şirketçe daha düşük tutarlara satış yapılabildiğini, işten ayrılma düşüncesi olmamasına karşın davalı yanca yapılan baskılarla iradesinin kırılarak işten ayrılmasının sağlandığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı, davacının satış uzmanı olarak çalıştığını, herhangi bir baskı yapılmadığını, şirket politikasına göre ve imkanlar dahilinde çoğunlukla ofiste çalıştığından gerektiğinde kendisine araç tahsisi sağlandığını, zaman zaman araçsız da çalıştığını, bu durumun işini yapmasına engel teşkil etmediğini, müşterilere satılan ürünlerin fiyatlarında istenilen esnekliğin sağlanamamasının da şirketin mali dengeleri ile ilgili olduğunu ve hemen hemen her şirkette bu tür uygulamalara gidildiğini, bu durumun davacının inisiyatif hakkının elinden alındığı şeklinde yorumlanamayacağını, davacı yanca belirtilen hususların İş Kanunu'nun 24. maddesinde sayılı haller kapsamında değerlendirilemeyeceğini, davacı tarafından gönderilen ihtarnamede yapılan zammı yetersiz bulduğundan bahsedilmiş ise de ortada zam hususunda yapılmış bir protokol veya taahhüt bulunmadığını ve bu husustaki inisiyatifin işverene ait olduğunu, tüm bu nedenlerle kıdem ve ihbar tazminatına müstahak bulunmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş sözleşmesinin haklı olarak davacı tarafça feshedildiği, davacı tarafa ödenmesi gereken kıdem ve ihbar tazminatı ödenmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir neden olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin Kanunun 24 ve 25 inci maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 17 nci maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar öneli tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih nedeni bulunmakla birlikte, işçi ya da işverenin 26 ncı maddede öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra fesih yoluna gitmeleri durumunda, karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar. İhbar tazminatı, iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olması nedeniyle, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz. İşçinin 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi nedenlerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez. Somut olayda; Mahkemece davacının iş akdini haklı nedenle feshettiği gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacağı talepleri kabul edilmiş ise de iş akdini haklı nedenle de olsa fesheden taraf ihbar tazminatına hak kazanamaz. Davacı iş akdini haklı nedenle de olsa kendisi feshettiğinden ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.