Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu, tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü: Davanın niteliği ve içeriği itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi hükmüne dayalı kesinleşen kadastroya karşı açılan dava niteliğinde olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Öğretide ve yerleşik uygulamasında kararlılık kazanan görüşlere göre bu nitelikteki davalar hakları çatışanlar arasında görülür. Açık bir anlatımla hakka etkin ayın niteliğindeki bu davada hasım gösterilmesi zorunludur. Gerçekten görülmekte olan bu dava çekişmesiz kazaya tabi olan işlerden değildir. Mahkemece bu olguların gözardı edilmesi isabetsizdir. Kural olarak bir davada önce görev daha sonra husumet olgusu incelenip irdelenir. Kaldıki görev ve husumetin çakışması halinde görev olgusu daha sonra husumet olgusu incelenir. Bu olgular kamu düzenine ilişkindir. İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgeler eşliğinde hükmün gerekçesi dikkate alındığında hazinenin davaya konu yaptığı taşınmazın kadastro sırasında tutanağının düzenlenmediği kadastro dışı bırakıldığı bu nedenle davanın hasımsız olarak açıldığı düşünülebilir ise de öncelikle iddianın sağlıklı biçimde kıymetlendirilmesi yönünden taşınmaz başında yerel ve uzman bilirkişi hazır olduğu halde keşif yapılmalı davaya konu yapılan taşınmaz davacı tarafa zeminde gösterilip duraksamasız belirlenmeli, uzman bilirkişiye kadastro paftası yerel bilirkişi yardımıyla arza ablike ettirilmeli, bu yolla taşınmazın tutanağı düzenlenmiş ise ada, pafta, parsel sayısı belirlenmeli, tutanağı düzenlenmemiş ise geometrik durumu aynı çalışma alanı içerisinde tesbiti yapılmayan, tutanağı düzenlenmeyen başkaca taşınmaz mal kalmadığına dair kadastro ekibince düzenlenen tutanağın hangi günde düzenlendiği Kadastro Müdürlüğünden sorulup saptanmalı, taşınmazın tutanağı düzenlemiş ise askı ilan günü, tesbitin kesinleşip kesinleşmediği belirlemeli bu yolla taşınmazın davacı hazine dışında gerçek yada tüzel kişilere ait olup olmadığı taşınmazın türü saptanmalı, bu nedenle taşınmazın kamu malı niteliğinde sayılabilecek yerlerden olup olmadığı dikkate alınmalı, bu yolla da davada önce görev daha sonra husumet olgusu incelenip irdelenmeli, bundan sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu olgular ile dava ekonomisi gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 06.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.