Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 892 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19883 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Adana 3. İş MahkemesiTarihi : 23/09/2014Numarası : 2011/701-2014/758YARGITAY İLAMI Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün süresi içinde taraflarca temyiz edilip incelemenin Yargıtayca duruşmalı olarak yapılması davalı H. S. vekili Av.Z. D. tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 03.02.2015 günü belirlenen saatte temyiz eden davalı H. S. vekili Av.Z. D. geldi. Davacı ve diğer davalı taraflardan gelen olmadı. Gelenin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü: 1-Davacı temyizi bakımından; Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2-Davalılar temyizi bakımından; Davacı vekili, davalıların davacı kooperatifte görev yapmakta iken usulsüz işlemler yaparak kurumu zarara uğrattıklarının idari soruşturma raporu ile tespit edildiğini, davalılardan C. Ş. ’in, Tarım Kredi Koop. Ana Sözleşmesi'ne aykırı olarak E. İ. , A. İ. ve İ .İ.’i davacı kooperatife ortak ederek, üst kuruluş yetkisinde onay almadan Kredi Yönetmeliğine aykırı kredi kullandırdığını, anılan bu ortakların kredi borçlarını ödemeden, verdikleri ipoteklerin davalılar tarafından fekedilerek, ortakların isteği doğrultusunda rayiç değerini bilmedikleri ve kooperatif bölgesinde bulunmayan bir araziyi rayiç değer tespiti yaptırmadan, daha önce ipotek edilen arazilerin üzerindeki ipoteğin fekki karşılığında teminat alarak kooperatif alacaklarını riske attıklarını, davalılardan yetkili memur M. E. ve ....... H. S. in sonucunu düşünmeden ipotek fek işlemlerini müşterek imza ile diğer davalı ile birlikte gerçekleştirdiklerini iddia ederek davacı kooperatif zararı olan 279.976,21 TL'sının davalılardan sorumlulukları oranında reeskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tazminine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cumayli vekili, öncelikle davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiği için davanın görev yönünden reddi gerektiğini, kooperatiflerdeki pratik uygulamada güven ilişkisinin esas olup kredilerin bu esasa göre kullandırıldığını, verilen tüm kredilerin ilgili birimlerin ve kontrolörlerin gözetiminde verildiğini, davaya dayanak yapılan müfettiş raporunun yanlı ve tamamen davalıyı suçlamaya yönelik düzenlenmiş bir rapor olduğunu, kooperatif tarafından alınan ipoteklerde hangi üye tarafından verilirse verilsin gösterilen ve ipotek edilen taşınmaz değerinin ortağın beyanı ile belirlendiğini, ipotek alınan taşınır ya da taşınmazlar için ayrıca bir değer tespiti yapılmadığını, davalının çalıştığı 24 yıl boyunca işlerin hep bu şekilde olduğunu ve daha önce hiç sorun yaşanmadığını, davalının kesinlikle davacı kooperatifi zarara uğratma gibi bir kastı ve niyetinin olmadığını, görevini her zaman gereği gibi yerine getirdiğini, davacının davalıya karşı bu aşamada dava açma hakkının bulunmadığını, davacının öncelikle kredisini ödemeyen bu şahıslar hakkında gerekli tüm yasal işlemleri ve icra takiplerini açmaları, bu takip ve davaların sonuçsuz kalması halinde ancak oluştuğu iddia edilen zararı davalıdan talep etmesi gerektiğinden bahisle; davalı H. S. vekili, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, esas açısından ise müvekkilinin kredi kullandıran personel olmayıp, karşılığı olan (yeni ipotek alınıp) bir krediye ait ipoteğin fek yazısına ikinci personel olarak imza attığını, davalının davacı kooperatif bünyesinde 01.10.2006 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, dolayısıyla davacı kooperatifin 730-731-734 nolu ortaklarının kooperatife kayıt olmaları ve bu ortaklara dava konusu edilen kredilerin kullandırılması sırasında davalının, davacının çalışanı olmadığını savunmuş ve davanın reddini istemişlerdir. Davalı M. E. de davanın reddini istemiştir. Mahkemece davalıların kusurlu oldukları gerekçesi ile bilirkişi ek hesap raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Adana 10.İcra Müdürlüğü'nün 2009/3164 sayılı takip dosyasında alacaklının 2284 sayılı ..... Tarım Kredi Koop., borçluların İ.İ. , E. i. , A. İ. olduğu, 81.482,23 TL üzerinden icra takibi yapıldığı; Adana 10.İcra Müdürlüğü'nün 2009/3166 sayılı takip dosyasında alacaklının 2284 sayılı ............ Tarım Kredi Koop., borçluların İ.İ. , E. i. , A. İ. olduğu, 81.644,00 TL üzerinden icra takibi yapıldığı; Adana 10.İcra Müdürlüğü'nün 2009/3165 sayılı takip dosyasında alacaklının 2284 sayılı .......... Tarım Kredi Koop., borçluların İ.İ. , E. i. , A. İ. olduğu ve 83.933,50 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, takiplerin kesinleştiği, borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile diğer haklarının haczine çalışıldığı ancak hiçbir takibin borç ödemeden aciz vesikasına bağlanmadığı görülmektedir. Davacı kooperatifin çalışanları olan davalılardan dava konusu edilen, usulsüz kullandırıldığı ileri sürülen krediler ile bunların işlemiş faizlerinden oluşan zararın tazminini talep edebilmesi için icra takiplerinin aciz vesikasına bağlanarak zarar miktarının kesinleştirilmesi ve talep edilebilir hale getirilmesi gerekir. Hal böyle olunca dosya içerisinde bulunan ve yukarıda içerikleri özetlenen icra takiplerinin aciz vesikasına bağlanmadığının anlaşılmasına göre davanın reddi yerine kabulü hatalı olmuştur. O halde davalıların bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına takdir olunan 1100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, temyiz harçlarının istek halinde davalılara iadesine, davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 03.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.