Mahkemesi : Bakırköy 10. İş MahkemesiTarihi : 15/10/2014Numarası : 2013/381-2014/405 Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 03.02.2015 günü belirlenen saatte temyiz eden davalı ....... Tekstil San. ve Tic.A.Ş. vekili Av.G. K. ile karşı taraftan davacı M.. A.. vekili Av.V. K. geldiler. Gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, müvekkilinin 20.03.2003 tarihinden itibaren davalı şirketle organik bağı bulunan ..........sanayi ve Tic. Ltd. Şti. nezdinde desenci olarak çalışmaya başladığını, ancak sigorta bildirimlerinin zamanında yapılmadığını, fazla mesai, hafta tatili, milli bayram ve genel tatil mesai ücretlerinin ödenmediğini, bunu işverene 02/07/2010 tarihli ihtarname ile bildirdiğini, ihtarnamenin 09/07/2010 tarihinde tebliğinden sonra 10/07/2010 tarihinde iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, fazla mesai yaptığını, hafta tatillerinde ve milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, aylık ücretinin net 1.650,00 TL olduğunu iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili iddiaların asılsız olduğunu, davacının davalı şirkette 01/03/2008 tarihinden itibaren brüt 729,00 TL ücretle çalıştığını, davacının işine gerekli özeni göstermediğini, işyerine zarar veren davranışlar sergilediğini, en son olarak davacının işyerine izinsiz ve mazeretsiz ard arda gelmemesi üzerine 4857 sayılı Yasanın 25/II-g bendi gereğince iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacının iş sözleşmesinin işverence haksız nedenle feshedildiğini, bilirkişi raporunda belirli alacaklarının bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 07.05.2013 tarihli ilamı ile özetle, “...Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının fesih tarihindeki aylık net ücreti davacı iddiası gibi 1.650,00 TL kabul edilmiş ise de, bu konuda gerekli ve yeterli araştırma yapılmamış, sadece tanık anlatımlarına dayanılmıştır. Yapılacak iş; yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda davacının alabileceği ücreti araştırmak, ücreti belirlendikten sonra işçilik alacaklarını bu ücrete göre hesaplattırılarak bir değerlendirmeye tabi tuttuktan sonra çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkeme bozma kararına uymuş, emsal ücret araştırması yapmış, ek rapor aldıktan sonra yeniden davanın kabulüne karar vermiştir. Davalı vekili, davacının dava dışı ......... Şirketi'ndeki çalışmasının sona erdiğini, davacıya kıdem tazminatı ödendiğini savunmuş, kıdem tazminatı hesap tablosu, ibraname ve posta çeki sunmuş, mahkemece yapılan araştırma sonucu davacıya verilen 1.908,69 TL tutarındaki posta çekinin davacının cirosu ile başka bir şahıs tarafından bankadan 05.09.2008 tarihinde tahsil edildiği anlaşılmıştır. Davacının dava dışı, davalı ile organik bağ içinde bulunan .......... isimli şirketten çıkışının yapıldığının ertesi günü davalı şirkete girişinin yapılması dikkate alındığında ........ Şirketi'ndeki çalışmasının tasfiye edildiğini söylemek mümkün değildir. Ancak kıdem tazminatı bordrosu ve ibraname birlikte değerlendirildiğinde davacıya kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemenin avans ve ibranamenin de makbuz olarak kabulü gerekir. Öte yandan bu belgeler sonradan ibraz edilmiş ise de, hakkı ortadan kaldıran ödeme savunmasının yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında dahi dikkate alınması gerekir. Bu itibarla mahkemece davalının sunduğu ödeme belgelerine değer verilerek davacıya ödendiği anlaşılan net 1.908,69 TL'sının avans kabul edilerek ödeme tarihinden fesih tarihine kadar geçen süre için hesaplanacak yasal faizi ile birlikte kıdem tazminatından mahsubu gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. O halde davalı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 03.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.