Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 888 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17661 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Hopa Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 26/12/2012Numarası : 2011/120-2012/272 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı ve davalı M.. B.. tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacı, savunması alınmadan noter kanalı ile 01.04.2011 tarihinde haksız olarak iş akdinin feshedildiğini, hakkında yasal bir soruşturma bulunmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil, kötü niyet tazminatı ve ücret alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı, davacının resepsiyon görevlisi olarak çalıştığını, dava dışı Ş.. Y.. tarafından kuruma sunulan dilekçeye istinaden yapılan inceleme neticesinde 20.09.2010 tarihinden itibaren kurumda konaklamasına rağmen bu durumun deftere işlenmediğini, kesilmesi gereken makbuzların kesilmediğini, davacının savunmasının istenmesine rağmen savunma vermediğini, tespit edilen fiillerinden dolayı iş akdinin haklı olarak feshedildiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının çalıştığı süre boyunca işyerinde kalan kişilerin ödedikleri yatak ücretini belgelendirmeyerek işlemlerde usulsüzlük yapması nedeniyle iş akdinin işverence haklı nedenle feshedildiği, davacının yalızca yıllık izin alacağının bulunduğu gerekçesiyle isteklerin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. 4857 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz. İş sözleşmesinin işverence feshedilmesi halinde, 4857 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde belirtilen yasal ya da arttırılmış bildirim önelleri ile 27 nci madde uyarınca işçiye verilmesi gereken iş arama izinleri, yıllık ücretli izin süreleri ile iç içe giremez. Kanundaki bu düzenleme karşısında, işçi tarafından ihbar önelli fesih halinde bildirim öneli ile yıllık izin süresinin iç içe girebileceği kabul edilmelidir. Kanunda, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti için kesin bir ödeme günü belirlenmiş değildir. Yasada, sözleşmenin feshi anı yıllık ücretli izin hakkının ücrete dönüşmesi, bir başka anlatımla izin ücretine hak kazanma zamanı olarak kabul edilmiştir. İş sözleşmesinin feshedildiği tarihte izin ücreti muaccel olur, ancak faiz başlangıcı bakımından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekir. Dairemizce, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmemiş ve İş Kanununun 34 üncü maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilemeyeceği kabul edilmiştir. Bu itibarla, izin ücreti için yasal faiz uygulanmalıdır. Yıllık izin hakkı Anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır. Somut olayda; dosyaya sunulan yıllık izin belgelerinin mahkemece değerlendirilmeyip eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır. 3-3797 sayılı M.. B..’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 37. maddesinin a) bendine göre M.. B..’nın birimlerinden olan Öğretmenevi Hizmet ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın görevleri arasında öğretmenevleri, öğretmen lokalleri, öğretmen eğitim merkezi ve tatil köyleri ile diğer sosyal tesisleri açmak, kurmak, bu tesislerin yönetimi ile ilgili hizmetleri düzenlemek ve yürütmek bulunmaktadır. Ayrıca, M.. B.. Öğretmenevleri, Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulları, Öğretmen Lokalleri ve Sosyal Tesisler Yönetmeliği’nin 6. maddesine göre, öğretmenevi/öğretmenevi ve akşam sanat okulları, sosyal tesisler ile öğretmenevi/öğretmenevi ve akşam sanat okullarına bağlı olarak öğretmen lokali, milli eğitim müdürlüğünün teklifi, valiliğin uygun görüşü ve bakanlık onayı ile açılır ve kapanır. Bu durumda, öğretmenevleri M.. B..’na bağlı olduğundan, öğretmenevine yönelik davanın da M.. B.. aleyhine açılması gerekmektedir. Davalı Hopa Öğretmenevi Müdürlüğü ile Hopa Akşam Sanat Okulu Müdürlüğünü temsilen M.. B.. davada yer aldığı halde karar başlığında 2 nolu davalı olarak gösterilmeleride doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, aşağıda yazılı harcın davacıya yükletilmesine, 23.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.