Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 879 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20389 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 10/07/2014Numarası : 2013/741-2014/541 Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 03.02.2015 günü belirlenen saatte temyiz eden davalı ............. Tekstil San. ve Tic.Ltd.Şti. vekili Av.M. T. ile karşı taraftan davacı K.. K.. vekili Av.V. S. geldiler. Gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, davacının davalı şirkette 14.02.2012-18.04.2012 tarihleri arasında çalıştığını, iş akdinin geçerli bir neden olmaksızın işvereni tarafından feshedildiğini, haksız fesih nedeniyle açılan davada İnegöl 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 2012/257 E.-2013/446 K. numaralı dosyası ile feshin geçersizliğine ve müvekkilinin işe iadesine karar verildiğini, bu kararın kesinleşmesine müteakip, davalı işverene işe iade amaçlı ihtarname keşide edilerek tebliğ edildiğini, bu ihtara/başvuruya rağmen davacı müvekkilinin işe davet edilmeyerek işe başlatılmadığını, iş akdinin feshi tarihinde müvekkilinin aylık net ücretinin 1.650,00 olduğunu, davacının, işverene ait ............deki mağazada sabah 11.00-23.00 saatleri arasında çalıştığını, çalıştığı dönemde işyeri yeni faaliyete geçmekte olduğundan bazı günler gece 00.00’dan sonra işten çıkabildiğini, hafta sonu ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen ücretinin ödenmediğini iddia ederek ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, işe başlatmama tazminatı ve 4 aylık boşta geçen süre ücretinin tahsilini talep etmiştir. Mahkemece -gerekçesiz olarak- davacının davalı işveren tarafından süresinde işe başlatılmadığı kabul edilmiştir. Dosya kapsamından, davacının işe iade kararının temyiz edilmeden kesinleşmesi üzerine, kararın tebliğinden itibaren 10 günlük yasal süre içinde davalı işverene ihtarname keşide ederek işe başlatılmasını talep ettiği, bu ihtarnamenin davalı şirkete 02.09.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalı işverenin 1 aylık yasal süre içinde 01.10.2013 tarihinde davacıyı fesihten önceki şartlar ve haklarla 7 gün içinde işe başlaması için davet ettiği, bu ihtarnamenin davacının noter aracılığıyla gönderdiği 28.08.2013 tarihli ihtarnamenin başlık kısmında isminin altında yazılı olan “.......... Mah. ........... Sitesi ........ Blok D:........ ......../Aydın” adresine gönderildiği, ihtarnamenin “verilen adrese gidilmiş, isim ve imzadan imtina eden komşunun beyanı üzerne mahalle muhtarına gidilmiş ve muhtarlıkta kaydının olmadığı ismen tanınmadığı anlaşılmış olup 04.10.2013 tarihinde mercine iade” şerhi ile iade edildiği, bunun üzerine davalı şirketin dava açılmasından sonra bu sefer aynı ihtarnamenin noter tarafından kimlik tespiti yapılan son kısmında yazılı olan “........ Mah. ............ Bulvarı ....../....... ........ Aydın” adresine 06.11.2013 tarihinde yine noter vasıtası ile tekrar işe başlatma yönünde iradesini içeren ihtarname keşide ettiği, bu ihtarnamenin de “verilen adreste M. T. 'na sorulmuş, muhatabı tanımadığı beyanı üzerine 08.11.2013 tarihinde merciine iade edilmiştir.“ şerhi ile iade edildiği ve tebliğ edilemediği anlaşılmıştır. Davalı işveren yukarıda özetlenen süreç dikkate alındığında, davacının işe başlama yönündeki talebini kabul ederek davacıyı yasal 1 aylık süre dolmadan işe başlaması için kendisinin bildirdiği adreslere ihtarname göndererek davet etmiştir. İhtarname davacının bildirilen adreslerde oturmaması nedeni ile tebliğ edilememiştir. Bu hale göre davacı işe başlama konusunda samimi olmadığından davalı işverenin yaptığı ilk fesih geçerli hale gelmiştir. Bu nedenle davacının işe iadeden kaynaklanan işe başlatmama ve 4 aylık boşta geçen süre ücretine ilişkin taleplerinin reddi yerine kabulü hatalı olmuştur. 3-Davalı işverenin yaptığı fesih yukarıda özetlenen duruma göre geçerli hale geldiğinden, hizmet süresinin tespitinde işe iadeden kaynaklanan 4 ayın ilavesi mümkün değildir. Bu nedenle davacının ihbar tazminatı davalı şirket yanında çalıştığı 14.02.2012-18.04.2012 tarihleri arasındaki 2 ay 4 günlük süre dikkate alınarak 4857 sayılı Yasa'nın 17/1-a bendine göre 2 hafta üzerinden hesap edilmelidir. Yazılı şekilde ihbar önelinin 4 hafta olduğu tespitinden sonra 8 hafta üzerinden ihbar tazminatını hesap eden rapora göre karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 03.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.