Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 853 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18475 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Yalvaç Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 14/03/2013Numarası : 2010/264-2013/210 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, davacının işyerinde 21/03/2001 tarihinde çalışmaya başladığını, müvekkilinin işe gelmediğinden bahisle 23/06/2009 tarihinde davalı işveren tarafından iş sözleşmesinin haksız bir şekilde sonlandırıldığını, davalının her gün işe gittiğini, fakat davalı kurum başkanı tarafından yapılan tehditler nedeniyle işe gelir gelmez işyerinden ayrılmak zorunda kaldığını ya da hiç işe gelemediğini, işçilik alacaklarının da ödenmediğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. 4857 sayılı İş Kanununun 46. maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı kanunun 63. maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmi dört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46. maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır. Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmi dört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmi dört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır. Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir. Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Somut olayda davacının hafta tatil günlerinde çalıştığını iddia ettiği, davalının ise davacı iddiasını kabul etmediği anlaşılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının hafta tatil günlerinde çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Dosya içeriği ve tanık beyanlarından davacının Cumartesi günü yarım gün, Pazar günleri ise tam gün olarak çalışarak hafta tatillerini kullandığı anlaşılmıştır. Haftanın 1,5 günü tatil yapan davacının hafta tatili ücreti talep etmesi mümkün değildir. Bu nedenle hafta tatili alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı tarafa iadesine, 22.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.