Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8422 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 27644 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Adana 1. İş MahkemesiTarihi : 21/11/2013Numarası : 2012/29-2013/670 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, davalı belediyede Eylül 1999-01.10.2011 tarihleri arası aralıksız şekilde hafta içi odacılık yaptığını, hafta sonları araba pazarında çalıştığını, son ücretinin net 1.500,00.TL olduğunu, hafta içi 07:30-17:00 saatleri arasında çalıştığını, hafta sonları ayda 2 kez cumartesi gece 02:00 den 14:30’a kadar araba pazarında çalıştığını bu şekilde hafta sonu ve gece mesaisi yaptığını ve karşılığı ücretlerin ödenmediğini beyan ederek; fazla mesai, hafta tatili ve gece çalışma ücreti alacağının faizleri ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı Belediye vekili, davacının Valilik makamının 17.10.2011 tarih 7313 sayılı yazısına istinaden 6111 sayılı Yasanın 166. maddesi gereğince İl Sağlık Müdürlüğüne ataması yapıldığını, 26.10.2011 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, atama işlemini davalı kurumun yapmadığından husumet itirazında bulunduklarını, davacının hak ettiği alacaklarının bordrolarda tahakkukunun yapıldığı, başka bir alacağı bulunmadığı, kurumda gece çalışması yapılmadığını, alacakların zamanaşımına uğradığını, 6111 sayılı Yasada davacının sosyal haklarının davalı kurum tarafından ödeneceği şeklinde bir hüküm olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. İhbar Olunan Sağlık Bakanlığı davacının, 6111 sayılı Yasanın 166. maddesine istinaden 27.10.2010 tarihinde Yüreğir Belediyesinden kurumlarına devredildiğini, 26.07.2011 tarihli TİS’ e göre çalıştığını görev yaptığı yerde fazla mesai, hafta tatili, gece nöbeti olmadığını, devredilen işçilerin 6111 sayılı Kanunun 166/6 maddesine göre ücretleri ile diğer mali ve sosyal hakları Toplu İş Sözleşmesi bulunan işçiler bakımından yenileri düzenleninceye kadar devir işleminden önce tabi oldukları TİS hükümleri gereğince, TİS olmayan işçiler bakımından 2010 yılı Kasım ayında geçerli olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerine göre belirleneceği, devre konu işler bakımından devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devralan kurumun sorumlu tutulamayacağını, kıdem tazminatının saklı tutulduğunu, davacının taleplerinin devir tarihinde ödenmesi gereken haklar olduğunu, kurumlarına rücu edilmesinin mümkün olmadığını ihbarı kabul etmediklerini beyan etmiştir. Mahkemece, bilirkişi Av. O.. E.. K.. tarafından tanzim olunan 25/02/2013 tarihli rapor ile davalı vekilinin belge ile itirazı üzerine alınan 15/06/2013 tarihli ek raporun karşılaştırma (1) kısmı uygun bulunarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Anayasanın 141'inci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. (Eski 1086 sayılı HUMK 388.mad.) maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Diğer taraftan, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur. Somut olayda, mahkemece, bilirkişinin 15/06/2013 tarihli ek raporunun karşılaştırma (1) kısmı uygun bulunarak karar verildiği belirtilmesine rağmen gece çalışması ücreti alacağında asıl rapora göre % 25 indirimle karar verilmiştir. Fazla çalışma ücreti alacağı yönünden ise davacı taraf dava dilekçesinde 5 gün 7:30-17:00 saatleri arasında çalıştığını iddia etmiştir. Davacının çalışma süresi 17:00-07:30=9,5 saat-1 saat ara dinlenme= 8,5 saat X 5= 42,5 saat olup haftalık çalışma süresi olan 45 saatin altındadır. Mahkemece talep dışına çıkılarak ispatlanamayan fazla çalışma alacağının kabulüne karar verilmesi de hatalıdır. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı Belediye'ye iadesine, 16.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.