Mahkemesi : Antalya 2. İş MahkemesiTarihi : 08/07/2014Numarası : 2012/162-2014/354 Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm duruşmalı olarak davalı vekili tarafından duruşma istemi olmaksızın davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK'nun 435.maddesi gereğince davalı tarafın duruşma isteğinin süreden ve duruşma için gerekli masrafın yatırılmamış olması nedeni ile masraftan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi. Gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili davacının uzun yıllar devlet memuru olarak çalıştıktan sonra, emekli olduğunu, emeklilik sonrası hidroelektrik santralleri konusunda araştırma ve yatırımlar yapmak isteyen davalı şirkette 2002 yılında çalışmaya başladığını, alanında uzman ve ehil bir inşaat mühendisi olduğunu, davalı ile yazılı iş sözleşmesi imzalanmadığını, aylık sabit ücret ve sabit ücrete ek olarak proje müellifi olarak fizibilite raporlarının telif hakki bedellerinin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, 14 adet fizibilite raporu hazırladığını, her bir rapor için enerji piyasasında bu raporların hizmet müellifi danışman ve denetleyicilerine ödenen telif kadar başka bir deyişle yapılması öngörülen tesis bedelinin %15'ine karşılık gelen etüd proje ve kontrollük hizmetleri tutarının 1/3'ünün telif hakkı olarak ödenmesi gerektiğini, hazırladığı 14 adet fizibilite raporunun 7 tanesinin lisans aldığını, üçünün inşaatına başlandığını, işletmeye açıldığını, diğer 7 tanesinin davalı şirketin diğer katılımcılara göre düşük bedel teklif etmesi nedeni ile başka firmaların üzerinde kaldığını, davacının fizibilite yapılan projelerde bölüm çalışmalarında liderlik yaptığını, kendi kadrosu ile çalıştığını, davacının değişik alanlarda rapor hazırlayan mühendislerin raporlarını, çalışmalarını bir araya getiren analizlerini gerçekleştiren, projelerin seçiminden lisans aşamasına kadar inşaatı gerçekleşen projelerde proje denetimi ve şantiye denetimine kadar fizibilite uygunluğunu denetleyen niteliklere sahip uzman bir inşaat mühendisi olduğunu, bu nedenle tam yetki ile donatıldığını, ancak hak kazandığı telif ücretinin ödenmediği gibi, çalışmalarının kuruma eksik bildirildiğini, iş sözleşmesinin haksız feshine rağmen kıdem ve ihbar tazminatı ile 2007 yılından itibaren hak kazandığı aylık sabit ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile ödenmeyen aylık sabit ücretlerinin ve telif ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacı ile davalı şirket arasında iddia edildiği gibi maktu bir ücret sözleşmesi olmadığı gibi, iddia edilen ücretlerinde tamamen hayal ürünü olduğunu, davacının inşaat mühendisi olarak 4857 sayılı İş Yasası hükümleri kapsamında davalı şirkete ilk olarak yönetim kurulu başkanına kendisinden talep edilen konularda danışmanlık hizmeti verdiğini, daha sonra ise yatırımı planlanan hidroelektrik santrallerinin fizibilite raporlarının hazırlanmasında diğer şirket çalışanları arasında eşgüdüm yaptığını, telif hakkı bedeli ödenmesi hususunda da aralarında bir anlaşma olmadığını, maktu bir ücret üzerinden anlaşmış olduklarını, bunun dışında başkaca bir ek ödeme noktasında olmadığını, fizibilite raporlarının eser olarak nitelendirilemeyeceğini, öyle bile olsa Yargıtay kararlarına ve 818 sayılı BK'nın 385. maddesine göre "işverenin tayin ettiği bir plan dahilinde bir eser meydana getirilmişse bu eser üzerindeki hakkın işverene ait olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir Mahkemece bilirkişi heyetinden alınan rapor doğrultusunda, davacının 01/05/2005-18/04/2011 tarihleri arasında 5 yıl 9 ay 17 gün çalıştığı, yapılan ücret araştırmaları doğrultusunda kademeli olarak belirlenen ücretleri alabileceği, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshine ilişkin davalı işverenin kayıt ve belge sunmadığından kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, ödendiği işveren tarafından ispatlanamayan ve bilirkişi raporundan hesaplanan bakiye aylık sabit ücret alacağının bulunduğu, telif ücreti konusundaki iddiasını ispat edemediği, kaldı ki fizibilite raporlarının eser sayılamayacağı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında davacının hizmet süresi ihtilaflıdır. Mahkemece davacının davalı şirkette 1.08.2005- 18.04.2011 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilmiş ise de, dosya içeriğinde bulunan davacının sunduğu vekaletnameler ve özellikle Antalya 7. Noterliği'nin 18.09.2003 tarihli davacıya davalı şirket yetkilisi tarafından verilen vekaletname, 2004 tarihli DSİ'ye sunulan bazı fizibilite raporlarının kayıt evrakında davacının isim ve imzasının bulunması, Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nin mahkemeye gönderdiği yazı ekindeki listede 20-22.10.2002 tarihlerinde ... ... Park Tesislerinde “Enerji Yönetimi Alt Grubu Atolye Çalışmaları” başlığı altındaki toplantıya .... Çimento'yu temsilen katılan olarak davacının isminin yazılı olması ve davacı tanıkları ile davalı tanığı E.. Ç..'ın beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde ve davalı şirketin kuruluş tarihi de dikkate alındığında davacının ek raporda tespit edildiği üzere 19.12.2002- 03.01.2012 tarihleri arasında davalı şirkette çalıştığı anlaşılmaktadır. Buna rağmen hizmet süresinin 01.08.2005- 18.04.2011 tarihleri arasında kabul edilerek buna göre hesaplanan kıdem tazminatının hüküm altına alınması hatalıdır. O halde davacı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 11/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.