Mahkemesi : Adana 6. İş MahkemesiTarihi : 25/07/2013Numarası : 2012/831-2013/329 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına davacı vekilinin sunduğu temyiz dilekçesinde yerel mahkemenin Yargıtay bozma ilamı sonrasında yaptığı yargılama sonucu verdiği kararın yeniden hangi nedenlerle bozulması gerektiğine dair temyiz nedenleri bildirilmemiş olması, Dairemizce gerekçeli temyiz dilekçesi sunularak temyiz edilen dosyalarda da temyiz dilekçesinde belirtilen temyiz nedenleriyle bağlı kalınarak temyiz incelemesi yapılıyor olması ve yine mahkeme kararında Dairemizce kamu düzenini ilgilendiren ve re'sen bozma nedeni yapılmasını gerektirecek bir hata bulunmadığının anlaşılmasına göre davacının primin ücretin eki niteliğinde olmadığına ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine, 2-Davalı temyizine gelince; Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete ait işyerinde çalışırken iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, iş akdinin feshinde yasal haklarının ödenmediğini, fazla mesai yaptığını, hafta tatillerinde çalıştığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu toplanan delillere göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerinin temyizi üzerine 9.Hukuk Dairesi'nin 27.02.2012 tarihli ilamı ile davalının temyiz taleplerinin reddi ile, davacı temyizi bakımından davacının bordroları ve hesap pusulalarının getirtilerek davacıya ödenen primlerin devamlılık arz edip etmediğinin araştırılması ve sonucuna göre söz konusu primin ücret eki niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Bozma kararına uyan mahkeme 2004-2005-2006 yıllarına ait bordroları getirtip ek hesap raporu aldıktan sonra davacıya ödenen primlerin devamlılık arzetmediği, primin ücretin eki olmadığını kabul ederek bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Davacı vekili bozma kararı sonrası ıslah dilekçesi vererek dava konusu ettiği bazı alacakların miktarını arttırmıştır. Mahkemece bozma sonrası yapılan ıslaha itibar edilerek alacaklar hüküm altına alınmıştır. Mülga 1086 sayılı HUMK'nun 84.maddesindeki hüküm 6100 sayılı HMK'nun 177.maddesinde aynen korunmuş ve ıslahın ancak tahkikat tamamlanıncaya kadar yapılabileceği hükme bağlanmıştır. YİBGK'nun 04/02/1948 tarih ve 1944/10 Esas ve 1948/3 Karar sayılı kararında da bozma sonrası ıslahın mümkün olmadığı kesin bir şekilde belirtilmiştir. Bu itibarla bozmadan sonra yapılan ıslah nedeni ile arttırılan miktarlar üzerinden alacakların hüküm altına alınması hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların bozma sonrası verilen ıslah dilekçesine karşı ileri sürülen zamanaşımı def'i gözetilerek yapılan hesaplamaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.