Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8201 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 752 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Adana 5. İş MahkemesiTarihi : 13/11/2013Numarası : 2013/391-2013/872 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı Ç.. R.. ile dava dışı T.. Temizlik Ltd. Şirketi arasında imzalanan ihale sözleşmeleri uyarınca davalı Üniversite'ye ait Tıp Fakültesi Hastanesinde çalıştığını, iş müfettişliğince davalıya bağlı Balcalı Hastanesi işyerinde yapılan incelemede davalı ile dava dışı şirketler arasında yapılan hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olduğunun tespit edildiğini, bu tespitin itiraz edilmemesi nedeni ile kesinleştiğini, bu hali ile davacının baştan beri davalı Üniversitenin işçisi haline geldiği halde 6772 sayılı Yasa gereği ödenmesi gereken ilave tediye alacağının ödenmediğini iddia ederek bu alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, kamu kurum ve kuruluşlarına İş Kanunu hükümlerine göre çalıştırılmak üzere sürekli veya geçici işçi alınmasına ilişkin usul ve esasların 01.09.2009 tarihinde yürürlüğe giren Kamu Kurum ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ile düzenlendiğini, davacının bu yönetmelikte belirtilen şartlara uygun olarak kamu işçisi olma hakkını elde etmediğini, 6772 sayılı Yasa ile düzenlenen ilave tediye hakkının kamu işçilerine uygulanmakta olduğunu, davacının kamu işçisi olmadığından ilave tediye talep edemeyeceğini, davacının yüklenici firma elemanı olduğunu, bahsedilen iş müfettişi muvazaa raporunun 01.03.2008-31.12.2010, 01.01.2009-31.12.2010 tarihleri arasındaki hizmet alımı sözleşmelerine ilişkin olduğunu, muvazaa raporunun sözleşmelerin bitim tarihi itibari ile hukuken bir geçerliliği kalmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece istek hüküm altına alınmıştır. Davacının ilave tediye ücreti talep edip edemeyeceği ihtilaflıdır. Dosya içinde bulunan 07/08/2009 tarih ve 61 MO sayılı İş müfettişi raporuna göre Çukurova Üniversitesi Tıp Fakultesi'nde 993 memur ve 562 akademik personel çalıştığı, kamu işçişi çalıştırılmadığı, T.. T..Tur Tah. Tic. Ltd. Şti ile 01/01/2008-31/12/2010 tarih aralığını kapsayan sözleşme ile 1000 işçi ile Balcalı Hastanesi ve tamamlayıcı unsurlarının ve çevresinin temizliği, hijyene ait materyallerin taşınması, hastaların ve hasta yakınlarının yönlendirilmesi, hasta evrakının kayıt altına alınması, çamaşırhanede çamaşır yıkama, sıkma, kurutma, ütüleme ve benzeri hizmetlerin yerine getirilmesi işinin verildiği, bu ihale kapsamında çalıştırılan işçilerin sağlıkla ilgili işlerde çalıştırılmadığı, yasaya uygun olmayan çalıştırma olmadığı, T.. Turz. T.. Gıda ve Taş. A.Ş'ye 150 işçi ile malzemesiz yemek hazırlama ve dağıtım işinin verildiği, sözleşme hükümlerine uyulduğu, T.. Turizm T.. Gıda ve Taş. A.Ş.'ye 200 işçi ile 01/01/2009-31/12/2010 arasında yapılmak üzere Balcalı Hastanesi Biomedikal Aletlerin Bakım ve Temizliği Hizmetlerinin verildiği, sözleşme hükümlerine uyulduğu, sağlıkla ilgili birimlerde biomedikal aygıtların bakım ve temizlik işlerinin yapıldığı, 4857 sayılı Yasanın 3/2, Yönetmeliğin 12 ve 13.maddeleri birlikte değerlendirildiğinde 29/06/2006 tarihinde tespit edilen muvazaa raporunun taraflara tebliğ edilmiş olmasına rağmen gereğinin yapılmadığı, asıl işverenlikçe yapılan temizlik işleri sözleşmesine malzemeli temizliğe ek olarak hasta ve hastaya ait metaryallerin taşınması, hastaların ve hasta yakınlarının yönlendirilmesi ve hasta evraklarının kayıt altına alınması hizmetleri ile çamaşırhanedeki çamaşır yıkama, sıkma, kurutma, ütüleme ve benzeri hizmetlerin de yapılacağı şeklinde kapsamın genişletildiği, davalı işyerinde çalışan 1000 işçiden sadece 300 tanesinin temizlik işinde çalıştığı, geri kalan 700 işçinin hastanede asıl işverenin yapması gereken sağlıkla ilgili işleri, işe giriş tarihlerinden itibaren yapmış oldukları anlaşılmaktadır. Davacı tarafın dayandığı, davalının itiraz etmediği için kesinleşen ve mahkemenin de gerekçesinde dayandığı sözü edilen bu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettiş raporu, temizlik işçisi adı altında alınıp da temizlik işi dışındaki işlerde çalıştırılan işçiler bakımından muvazaa olgusu bulunduğuna ilişkin olup, fiilen temizlik işi yapan temizlik işçileri bakımından hizmet alım sözleşmesi ve asıl-alt işveren ilişkisi muvazaalı değildir. Zira davalı Üniversite asıl işe yardımcı iş niteliğindeki temizlik işini hizmet alım sözleşmeleri ile satın alabilir. Somut olayda dava dilekçesinde davacının temizlik elemanı olarak çalıştığı belirtilmiş ve bu durum bu beyanla davacının da kabulünde olup dinlenen davacı tanıkları da davacının çalışırken temizlik elemanı olarak çalıştığını beyan etmişlerdir. Davacının temizlik işleri haricinde başka teknik işlerde veya sağlık işlerinde çalıştırıldığı davacı tarafça iddia ve ispat edilmemiştir. Davalı işverence temizlik işleri için işe alınan davacı yine temizlik işlerinde çalıştırıldığından davacı yönünden muvazaası söz konusu değildir. Davacı tarafça delil olarak sunulan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettiş raporu davalı işyerinde çalışan tüm işçilerin tek tek çalışma şartları ve görevleri yönünden değildir. Temizlik elemanı adı altında alınan yüzlerce işçiden bir çoğu temizlik hariç teknik ve sağlık işlerinde çalıştırılsalar ve bunlar açısından muvazaanın kabulü söz konusu ise de davacı gibi temizlik için alınıp da temizlik işleri yaptırılanlar için muvazaadan bahsedilemez, zira davacı ihale ve iş akdine uygun çalıştırılmıştır. Bu nedenle dosya kapsamına göre temizlik işçisi olarak çalışan davacının davalı üniversitenin işçisi sayılması mümkün olmadığından ve bu durumda davacının kamu işçisi sayılması mümkün olmadığından 6772 sayılı kanunla kamu kurumu iş yerlerinde çalışan kamu kurumu işçilerine verilen ilave tediye ücreti alacağı talebin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır. O halde davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının alacağın hesabına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.