Mahkemesi : Antalya 5. İş MahkemesiTarihi : 02/10/2013Numarası : 2012/449-2013/390 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2-Davacı, davalı idarenin asıl işveren olarak dava konusu alacaklardan sorumlu olduğunu, 2010 yılında kullanılan yıllık izin ve 9 günlük bayram tatili süresince yemek ve yol parasının ödenmediğini, maaşının da kesinti yapılarak eksik ödendiğini, iş akdinin gönderilen ihtarname ile davalı işveren tarafından 31.12.2010 tarihi itibarıyla haksız olarak feshedildiğini öne sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ve ödenmeyen ücret alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı idare ; İş akdinin hizmet alımı yapılan sağlık ocaklarında aile hekimliği uygulamasına geçilmesi nedeniyle, diğer davalı tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davalı şirket; davacı ile davalı şirket arasındaki sözleşme belirli süreli olmasına rağmen, iyi niyetle davacıya 01.12.2010 tarihinde noterden ihtarname keşide edildiğini ve sözleşmenin yenilenmeyeceğinin bildirildiğini, kamu binası olan işyerinde fazla çalışma iddiasının asılsız olduğunu, eğer var ise fazla mesainin ücretinin banka kanalıyla ödenmiş olması gerektiğini, banka hesabına iyi niyetle 891,43 TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, davacının davalı şirketi ibra ettiğini, iki ay önce iş akdinin sona erdirileceği imzasına ihbar edilen davacının ihbar tazminatına hak kazanamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, iş akdinin tazminat gerektirmeyecek şekilde sona erdiğinin işverence ispatlanamadığı, davalılardan Sağlık Bakanlığı asıl işveren diğer davalıda alt işveren / devralan işveren sıfatı ile tespit edilen tazminat ve alacaklardan birlikte sorumlu oldukları, aylık ücretin ödendiğinin, ücret hesap pusulası, banka ekstresi, makbuz veya eşdeğer belgelerle kanıtlanamadığı, davacının fazla çalışmasının bulunmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında davacının kıdem tazminatının hesaplanmasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Davalı işveren, 31.12.2010 tarihli ibraname ile davacıya 891,43 TL kıdem tazminatını ödemesi yapıldığını savunmuştur. Bu belge üzerinde durulmadan bilirkişinin hesaplamış olduğu tüm kıdem tazminatının kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. 3-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık da davacı ücretlerinden kesinti yapılıp yapılmadığı, ücretlerinin tam olarak ödenip ödenmediği noktasında toplanmıştır. Davalı, davacının ücretlerini banka kanalıyla ta olarak ödediğini savunmuştur. Gerçekten dosya içerisinde bulunan ödeme emirlerinde davacının ücretlerinin ödenmesi konusunda bankaya talimat verildiği görülmektedir. Mahkemece, davacının hesap numarası da verilerek hesap ekstresi istendikten ve bu yolla ücretin yatırılıp yatırılmadığı tam olarak tespit edildikten sonra ücret konusunda bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 14.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.