Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7904 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20073 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Manavgat İş MahkemesiTarihi : 22/11/2012Numarası : 2012/118-2012/654 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı, 14.12.2011 tarihinde işveren tarafından ücretsiz izne gönderildiğini, davalının davacıya 01.03.2012 tarihinde işbaşı yapacağını söylediğini, kendisi ile birlikte ücretsiz izne gönderilen işçilerin işe başlatılması ve yeni personel alımı için çağrı yapılmasına rağmen kendisinin işe başlatılmadığını, işe giriş tarihinden itibaren 08.00-23.00/24.00 saatleri arasında çalıştığını, galalarda ve Türk gecelerinde sürekli 08.00’den 24.00’e ara sıra da 02.00 ye kadar çalıştığını, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, yıllık ücretli izinlerinin kullandırılmadığını, ücretlerinin ödenmediğini, resmi ve dini bayram günlerinde çalışmasına rağmen ücretlerinin ödenmediğini, bu nedenlerle iş akdini 14.03.2012 tarihli ihtarname ile İş Kanununun 24.maddesi gereğince haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı, davacının 05.05.2006 tarihinde çalışmaya başladığını, hep sezonluk çalıştığını, 2008 yılında çalışması olmadığını, davalı işyerinin sezonluk olarak faaliyet gösterdiğini ve Aralık ayı başından Mart ayı başı veya ortalarına kadar kapanmakta olduğunu, davacının 14.12.2011 tarihinde ücretsiz izne ayrıldığını, sezon başı olan 01.03.2012 ile 15.03.2012 tarihinde davacının işyerine çağrıldığını, işyerine gelen davacının bir üst görevde çalışmak istediğini beyan ettiğini, davacının talep ettiği pozisyonda boş yer olmadığının ve eski görevinde işe başlaması gerektiğinin bildirildiğini ancak davacının iş akdini 14.03.2012 tarihinde feshettiğini, davalıya karşı keşide edilen Ankara 33.Noterliği'nin 22.03.2012 tarih ve 7354 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya işe başlaması için ihtarda bulunulduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı tarafından ibraz edilen ve "2012 yılı için iş akdinin askıya alındığına ilişkin belge" başlıklı yazı içeriğinin incelenmesinde, iş akdinin 14.12.2012 tarihinde askıya alındığı ve 2012 yılı sezonunda devam edeceğinin davacının imzası ile kabulünde olduğu, belge içeriğinde 01.03.2012 tarihine kadar işyerine başvuranların çalışmasına karar verilmesi durumunda, bıraktıkları adrese veya telefon numarasına çağrı yapılacağının ifade edildiği, buna göre davalı tarafından ibraz edilen ve davacının işe çağrıldığı ve davet edildiğini belirtir hiç bir belge içeriğinin dosyada bulunmadığı, davacının 01.03.2012 tarihinde işyerine geldiğinin davalı tanıklarının ve davalının kabulünde olduğu, davacının iş akdini feshettiği 14.03.2012 tarihine kadar işe davet edilmemesinin esasında iş akdinin davalı yanca feshedilmesi anlamına geldiği, davacı tarafından keşide edilen fesih ihtarnamesinin 21.03.2012 tarihinde tebliğ alındıktan sonra davalı tarafça 22.03.2012 tarihinde hazırlanan cevabı ihtarname içeriği ile davacının işe davet edildiği, ancak bu ihtarnamenin davacıya tebliğ edilemediği, fiilen davacıya çalışma imkanı ve daveti yapıldığını ispat etmekle yükümlü olan davalının bu iddiasını ispat edemediği, bunun yanı sıra fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi de işçi açısından haklı nedenlerle iş akdinin feshi nedeni oluşturduğu, dosya kapsamı, tanık beyanları ve bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere davacının bir kısım alacaklarının davalı tarafından ödenmediği, bu nedenle de iş akdinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçi tarafından iş akdinin haklı nedenle feshedilip feshedilmediği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. Davacının mevsimlik işçi olarak çalıştığı ve bu nedenle yıllık izin alacağı da olmadığı dosya kapsamıyla sabit olup Mahkemenin de kabulündedir. Davacı iş akdini sezon başında işe başlatılmaması ve fazla çalışma, genel tatil ve yıllık izin alacaklarının ödenmemesi nedeniyle feshettiğini bildirmiştir. Davacının iş akdinin sezon sonunda askıya alındığı ve davacının 01.03.2014 tarihine kadar işverene başvurması gerektiği askıya alma tutanağında belirtilmektedir. Davacı tanıklarının davalı işverene karşı davalarının olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının işverene başvurduğunun davalı tarafça ve davalı tanıklarınca beyan ve kabul edildiği belirtilmiş ise de davalı tarafça davacının işe çağrılması üzerine 14.03.3012 tarihinde davalı işyerine geldiği, başka bir görev talebinde bulunduğu, talep ettiği pozisyonda boşluk olmaması nedeniyle bu sezon bu işte çalışamayacağının söylenmesi ve eski işinde çalışmasının istenmesi üzerine davacının işyerini terk ettiği ve aynı gün ihtarname çekerek iş akdini feshettiği savunulmuş, davalı tanıkları da davalının savunmasını doğrulamışlardır. Davacı bir taraftan iş akdinin sezon başında işe davet edilmemek suretiyle işveren tarafından feshedildiğini ileri sürerken bir yandan işçilik alacaklarının bulunduğundan bahisle haklı feshe dayanmıştır. Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının iş akdinin davacı tarafından feshedildiği sabit olup davacı feshinin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi açısından davacının feshe konu alacaklarının olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Davacı tanıklarının davalıya karşı benzer talepli davalarının olması nedeniyle davacı tanıklarının beyanları hükme esas alınamaz. Davalı tanıkları ise davacının çalışma sistemi ile ilgili ayrıntılı beyanda bulunmamışlardır. Davalı tarafça davalı işyerinde üçlü vardiya sistemiyle çalışıldığı savunulmuş ise de davacının üçlü vardiya sistemi ile çalışması hususu davalı tanıklarınca doğrulanmamıştır. Mahkemece davalı tanıkları yeniden dinlenerek; davacının çalışma sistemi ile ilgili özellikle davalı işyerinde düzenlendiği beyan edilen galalar ve Türk geceleri ile ulusal bayram genel tatil günlerindeki çalışmaları konusunda ayrıntılı beyanları alınmalı, bilirkişiden ek rapor alınarak davacının fazla mesai ve genel tatil alacaklarının olup olmadığı belirlenmelidir. Davacı feshinin haklı olup olmadığı ve davacının kıdem tazminatı talebi de davacının fazla çalışma ve genel tatil alacağı olup olmadığının tespitine göre değerlendirilmelidir. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.