Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7830 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25079 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Kahramanmaraş İş MahkemesiTarihi : 30/05/2013Numarası : 2008/729-2013/494 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, davalıya ait ekmek ve unlu mamüller fırını olarak işletilen işyerinde servis dağıtımı yapan şoför olarak çalıştığını, ortalama günde 15 saat çalıştığını, hafta tatili ve genel tatillerde çalıştığını, yıllık izin kullanmadığını ve iş aktinin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, resmi tatil ve hafta tatili ile yıllık izin ücretlerinin tahsilini talep etmiştir. Davalı cevabında, davacının işi kendisinin terkettiğini, fazla mesai yaptırılmadığın, yıllık izinleri, hafta tatili ve resmi tatillerin usulüne uygun kullandırıldığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iş aktinin davalı işveren tarafından haksız feshedildiği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, ulusal bayram genel tatil, yıllık izin ve hafta tatili ücreti istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Satış temsilcilerinin fazla çalışma yapıp yapmadıkları hususu, günlük faaliyet planları ile iş çizelgeleri de dikkate alınarak belirlenmelidir. Genelde belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak prim karşılığı çalışan bu işçiler yönünden prim ödemelerinin fazla çalışmayı karşılayıp karşılamadığı araştırılmalıdır. İşçiye ödenen satış priminin fazla çalışmaların karşılığında ödenmesi gereken ücretleri tam olarak karşılamaması halinde aradaki farkın işçiye ödenmesi gerekir. İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir. Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir. Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir. Somut olayda, davacı fazla çalışma yaptığı iddiasını tanık beyanı ile ya da yazılı belge ile ispatlamadığı halde bilirkişi tarafından davacının iddiası dikkate alınarak hesaplanan fazla mesai ücretine hükmedilmiştir. Hal böyle olunca, davacının fazla çalışma iddiasını ispatlayamadığı gözetilerek fazla çalışma ücreti isteminin reddi gerekir. Bu yön gözetilmeksizin verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.