Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7802 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 27050 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Antalya 3. İş MahkemesiTarihi : 25/10/2013Numarası : 2011/504-2013/453 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, iş sözleşmesinin işveren tarafça haksız olarak feshedildiğini iddia ederek, kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı taraf, davacının sevk irsaliyesi olmadan 8 adet gübre çuvalını dışarı çıkardığının tespit edilmiş olması nedeniyle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, işveren tarafça haklı fesih nedeninin ispatlanamamış olması gerekçesi ile iş sözleşmesinin işveren tarafça haksız feshedildiği belirtilerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır. İşçinin eleştiri sınırları içinde kalan söz ve davranışları ise, işverene haklı fesih imkânı vermez.Somut olayda; davacı hakkında, farklı çalışanlar ve işveren yetkililerince tanzim edilmiş üç ayrı tutanakta; davacının 16.08.2011 günü saat 11:30 civarında çalıştığı makinada çöpe gidecek olan çuvalların içine birkaç dolu gübre çuvalı koyarak, R.. K.. isimli çalışan ile beraber gizlice dışarı çıkardıklarının belirtildiği, yine 16.08.2011 tarihli tutanak ile, davacının arabasının bagajının tutanak tanıkları huzurunda açıldığında 8 adet gübre çuvalının bulunduğu, durumun R.. K.. isimli çalışana sorulması üzerine, davacının talimatıyla söz konusu çuvalları davacının arabasına götürdüklerini beyan ettiği belirtilmiştir. Mahkemece davacı tanığı olarak dinlenmiş olan R.. K.. isimli çalışan, davacının kendi parasıyla söz konusu gübre çuvallarını satın aldığını, daha sonra işveren yetkililerinin davacıyı hırsızlık suçu ile suçladıklarını beyan etmiş, diğer davacı tanığı ise olaya ilişkin açık bir beyanda bulunmamıştır. Aynı zamanda bir tutanağın mümzisi olan davalı tanığı A.. D.. ise, davacı tanığı olan R.. K..'un kamufle ederek çuvalları davacı adına dışarı çıkardığını ve davacının aracına koyduğunu gördüğünü ve diğer tutanak tanıklarının da davacıyı takip ettiklerini beyan etmiştir. Davacı, fesih konusu olayı inkar etmemiş olup, söz konusu gübre çuvallarını işveren bilgisi dahilinde ücretinden daha sonra mahsup edilmek üzere almış olduğunu beyan etmiştir. Davalı taraf ise sevk irsaliyesi olmadan işyerinden ürün çıkışının mümkün olmadığını ve işveren yetkililerinin davacıya bu şekilde gübre satışının söz konusu olmadığını beyan etmiştir. Tutanak içeriklerinden ve davalı tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere, davacının söz konusu gübre çuvallarını kamufle ederek dışarı çıkardığının belirtilmiş olması, işverenin davacıya gübre satışı yaptığına ilişkin sevk irsaliyesi yada fatura mevcut olmaması ve davacının da gübre çuvallarını aracına koyduğunu kabul etmiş olması karşısında, fesih konusu olaya ilişkin tutanak içeriklerine itibar edilmesi ve buna göre işveren feshinin haklı olduğu kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir. O halde davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı tarafa iadesine, 10/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.