Mahkemesi : Adana 1. İş MahkemesiTarihi : 02/04/2013Numarası : 2011/997-2013/144 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, haksız olarak iş akdinin feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai, genel tatil ücretlerini talep etmiştir. Davalı O... A.Ş, davacının kendi işçileri olmadığı gibi ihbar olunan şirket ile aralarında 4857 sayılı Yasa'nın 2.maddesi anlamında asıl-alt işveren ilişkisinin olmadığını ,kaldı ki davalı şirketin 30.03.2004 tarihinde kurulduğunu belirterek bu tarihten önceki alacaklar yönünden dahi sorumlu olmasının mümkün olmadığını öne sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalı işveren tarafından iş akdinin haklı nedenle feshedildiğinin kanıtlamadığı gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Elde ki davada; davacı işçi her ne kadar ihbar tazminatı açısından talepte bulunmuş ise de, dosya içinde bulunan 28.07.2007 tarihli belge içeriğinde davacı kendi isteği ile işten ayrıldığını beyan etmiş olup belge altında ki imza veya parmak izi davacı tarafından açıkça inkar edilmemiştir. Hal böyle olunca davacının kendisinin istifa ettiğinin kabulü zorunludur. Böylesi bir durumda davacı işçi kendisi istifa etmiş ise de fazla çalışma, yıllık izin, hafta ve genel tatil alacaklarının kendisine ödenmediği anlaşıldığından kıdem tazminatına hak kazanmasına rağmen ihbar tazminatına hak kazanamaz. Mahkemece ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken bu alacak yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. 3-Ayrıca somut olayda; davacı işçi, davanın ihbar edildiği S.. A.Ş'nin işçisidir. Nitekim davalı O.. B.. A.Ş ise hazır beton işi ile iştigal etmekte olup taşıma işini ise S.. A.Ş'ye vermiştir. Hal böyle olunca davalı O.. B.. A.Ş ile ihbar olunan ve katılma talebinde bulunan S..A.Ş arasında 4857 sayılı Yasa'nın 2.maddesi anlamında asıl-alt işveren ilişkisi kurulmuş olup bu halde davacı işçinin alacaklarından her iki işverende asıl-alt işveren olarak birlikte sorumludurlar. Böylesi bir durumda önem kazanan husus tarafların sorumluluğunun hangi tarihte başladığının tespitidir. Nitekim Ticaret Sicil Gazetesi örneğine göre davalı O.. B..A.Ş 30.03.2004 tarihinde Ticaret Siciline tescil edilerek kurulmuştur. Ayrıca davalı O.. B... A.Ş ile S..A.Ş arasında ki sözleşme de 01.06.2004 tarihinde oluşturulmuştur. Hal böyle olunca davalı O.. B.. A.Ş'nin gerek kurulmasından önceki dönemde doğan gerekse ihbar olunan S.. A.Ş ile arasında ki sözleşme ilişkisi başlamasından önce ki dönemde doğan işçi alacaklarından sorumlu tutulmasına yasal olarak olanak yoktur. O halde mahkemece davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin olarak davalı O.. B..A.Ş'nin sorumluluğunun başlangıcı olarak 01.06.2004 tarihi esas alınmak suretiyle davacı işçinin kıdem tazminatının hesaplanarak davalı O. B.. A.Ş'den tahsiline karar verilmesi gerekirken gerek davalı şirketin kurulmasından önceki döneme ilişkin gerekse davalı şirket ile ihbar olunan şirket arasında ki asıl-alt işveren ilişkisi başlamadan önceki döneme ilişkin doğan işçi alacaklarından dahi sorumlu tutulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 21/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.