Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7597 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5797 - Esas Yıl 2010
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün ONANMASINA ilişkin olarak Daireden verilen 13.05.2010 gün ve 2010/1146-2987 E.K. sayılı ilamın tashihi karar yoluyla incelenmesi davacı Mustafa tarafından istenilmekle, dosya İncelendi, gereği görüşüldü: Dava, dernek genel kurul toplantısına çağrıya ilişkin yönetim kurulu kararının ve bu karara dayanılarak yapılan genel kurulda alınan fesih kararının yoklukla sakat olduğu iddiasına dayalı iptal istemine İlişkindir. Mahkemece, dava üç aylık hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesi ile reddedilmiş ve Dairemizce karar onanmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 83. maddesinin 1. fıkrasındaki üç aylık hak düşürücü süre iptal edilebilir kararlar için öngörülmüştür. Aynı maddenin son fıkrasında ise yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayılan kararlar açısından birinci fıkradaki hak düşürücü süre uygulanmaz. Daha açık anlatımla yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayılan kararlar hakkında her zaman dava açılması mümkündür. Somut olay bakımından davacı, gerek genel kurulu toplantıya çağırmaya yetkili yönetim kurulunun 10.10.2008 tarihli kararının, gerekse bu karara dayanılarak 16.11.2008 tarihinde toplanan genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğu iddiasıyla eldeki dava açılmıştır. Davalı derneğe ait Tüzüğün 10. maddesinin "Yönetim Kurulunun oluşumu, görev ve yetkileri" başlıklı fıkrasında yönetim kurulunun 7 üyeden oluşacağı ve üye tam sayısının yarıdan bir fazlası ile toplanabileceği, toplantıya katılan üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar alabileceği belirtilmiştir. Dava konusu yönetim kurulu kararı ise 4 üyenin imzasını taşımaktadır ve bu dört üyeden Emine ile Nimet 18.09.2008 tarihinde yönetimden ve üyelikten istifa ettiklerini bildirmişlerdir. Ancak bu istifaların kabul edilmediğine ilişkin diğer 4 üyenin aynı dilekçelere şerh koydukları anlaşılmaktadır. Yönetim kurulu üyeliğinden istifa halinde, diğer yönetim kurulu üyelerinin istifayı kabul etmeme gibi bir hak ve yetkileri bulunmamaktadır. Kaldı ki, istifa dilekçesinde hem yönetimden hem de üyelikten istifa edildiği belirtildiğine göre öncelikle üyelikten istifanın geçerliliğinin değerlendirilmesi gerekir. TMK'nın 66. maddesi gereğince yazılı olarak bildirmek kaydı ile dernekten çıkmak mümkündür. Dernek tüzüğünün 5. maddesine göre de istifa dilekçesinin yönetim kuruluna ulaştığı tarihte üyelikten çıkma gerçekleşir. Dernek üyeliğinden çıkmış bir üyenin yönetim kurulu üyeliğinin devam etmesi olanağı da yoktur. Dava konusu 10.10.2008 tarihli yönetim kurulu toplantısı ikisi istifa etmiş 4 üyenin imzasını taşıdığından gerçekte iki üye ile yapılmış bir toplantıdır. Yasa ve tüzükte öngörülen yarıdan 1 fazla üye ile toplanma sayısı olan 5 üyenin imzasını içermediğinden geçersiz bir karar halini almıştır. Genel kurul kararının yok hükmünde olduğu iddiasına gelince; tüzük değişikliği ve derneğin feshi ile ilgili olarak yapılacak genel kurul toplantısına dernek üyelerinin 2/3'ünün katılması zorunludur. Bu zorunluluk çoğunluk sağ lana maya rak ertelenen ikinci toplantıda aranmaz İse de, eldeki dava ertelenmiş bir toplantının iptali istemine ilişkin olmadığından yasanın amir hükmü gereğince derneğin 46 üyesinin 2/3'ünü oluşturan 31 üyenin katılımı İle genel kurulun toplanmış olması zorunludur. Oysa dava konusu genel kurula 26 üye katılmıştır. Yasanın amir hükmüne aykırı olarak toplantı nisabı oluşmadığından alınan genel kurul kararı da yok hükmündedir. Yukarıda açıklandığı üzere gerek yönetim kurulu, gerekse genel kurul kararı yok hükmünde olduğundan TMK'nın 83/son maddesine göre davanın 3 aylık hak düşürücü sürede açılması şartı gerekmemektedir. Mahkemenin aksi yöndeki kararının bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce zühule dayalı olarak onanmış olduğu anlaşıldığından davacının karar düzeltme itirazlarının kabulü gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 13.05.2010 tarih, 2010/1146 E. 2010/2987 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine, 28.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.