Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7537 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21959 - Esas Yıl 2013
Mahkemesi : İskenderun 1. İş MahkemesiTarihi : 07/05/2013Numarası : 2012/16-2013/628 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2-Davacı vekili davacının davalıya ait işyerinde çalışırken iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini idida ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı ve davalı vekilinin temyizi üzerine 9 Hukuk Dairesi'ni 31.10.2011 günlü kararı ile davacı temyizi bakımından davacı işçinin fazla mesai, hafta tatili ile milli bayram ve genel tatil çalışma ücretlerinin mahkemenin 2005/403 Esas sayılı dosyası dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Bozma kararına uyan mahkeme bozma ilamı doğrultusunde ek hesap raporu almış ve yeniden davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. İşçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır. Davalı vekili ek hesap raporu düzenlenmesinden sonra 02.05.2013 tarihli dilekçesinde zamanaşımı savunmnasında bulunmuş, mahkemece davacı vekilinin mazeret bildirerek katılmadığı 07.05.2013 günlü duruşmada dava karara bağlanmıştır. Zamanaşımı savunması konusunda ise cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı definin davacının açık muvafakati ile yapılabileceği, 1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerektiği, başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmayacağı bildirilmiştir. Somut olayda davalının dava dilekçesine cevap veya ilk duruşmaya kadar veya ıslah dilekçesine karşı cevap veya ıslah dilekçesinden sonraki ilk duruşmaya kadar zamanaşımı definde bulunmadığı, 02/05/2013 tarihinde yapılan zamanaşımı definin süresinden sonra yapıldığı, açıkca davacı tarafından muvafakat gösterilmediği gerekçesi ile zamanaşımı defi dikkate alınmamış ise de, zamanaşımı savunmasında bulunulduktan sonrakı duruşmaya davacı vekili katılmamış, 6100 sayılı HKM'nun 141/2.maddesine aykırı biçimde davalı vekilince süresinden sonra ileri sürülen zaman aşımı savunmasına karşı davacı taraftan diyecekleri, muvafakat edip etmediği sorulmadan yazılı gerekçe ile zamanaşımı define itibar edilmemesi hatalıdır. O halde davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 08.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.