Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi(İş Mahkemesi Sıfatıyla)Dava Türü : İşe iade YARGITAY İLAMITaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:Davacı vekili, davacının 14.06.2014 tarihinde adli makamlara yansıyan bir darp olayı nedeniyle işyeri dışında yaralandığını, hastaneye yattığını, 07.07.2014 tarihine kadar raporlu olduğunu, rapor bitimi işyerine gittiğinde, kendisinin yüz tanıma cihazlarına kaydedilmediğini, yerine işçi alındığını, kendisine fesih yönünde bir bildirim yapılmadığını, SGK sorgulamasıyla işyerinden çıkışının yapıldığını öğrendiğini, feshin haklı ve geçerli nedene dayanmadığını belirterek feshin geçersizliğinin tespitine, işe iadesine, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücreti ve diğer haklara karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili davacının iş akdinin sonlandırılmasından önce 14.06.2014-07.07.2014 tarihleri arasında rapor aldığını, daha öncesinde de 02,03.06.2014 tarihinde işe geç gelmesi ve 06.06.2014, 08.06.2014 tarihlerinde de hiç gelmemesi nedeniyle savunma talep edildiğini, davacının savunma vermediğini, kendisine verilen ihtar cezalarını da tebellüğ etmediğini belirterek davacının bahsedilen devamsızlıkları nedeniyle İş Kanunun 17. maddesi uyarındca iş akdinin geçerli nedenle feshedildiğini savunmuş ve davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davacının iş akdinin işe mazeretsiz olarak devamsızlık yapması nedeniyle tazminatları ödenerek geçerli nedenle feshedildiği, dosya içerisinde yer alan tutanaklardan davacının raporlu olmadığı dönemlerde işe mazeretsiz olarak geç geldiği ve devamsızlık yaptığının tanıklarca da doğrulandığı, davacının BÇM'ne verdiği dilekçede 2-3 gün işe geç kaldığını ikrar ettiği, babasının vefatını gerekçe göstermiş ise de nüfus kayıtlarının incelenmesinde babasının Nisan ayında vefat etmesine rağmen devamsızlıkların Haziran ayında yapıldığı, işçinin işe geç gelmesi ve mazeretsiz olarak gelmemesinin işyerindeki çalışma düzenini bozacağının aşikar olduğu bu nedenle davalının feshinin geçerli nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.4857 sayılı İş Kanununun 25inci maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendinde, “işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde, işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu kurala bağlanmıştır. İşverenin ücretli ya da ücretsiz olarak izin verdiği bir işçinin, izin süresince işyerine gitmesi beklenemeyeceğinden, bu durumda bir devamsızlıktan söz edilemez. Ancak yıllık izin zamanını belirlemek işverenin yönetim hakkı kapsamında olduğundan, işçinin kendiliğinden ayrılması söz konusu olamaz. İşçinin yıllık iznini kullandığını belirterek işyerine gelmemesi, işverence izinli sayılmadığı sürece devamsızlık halini oluşturur. İşçinin işe devamsızlığı, her durumda işverene haklı fesih imkanı vermez. Devamsızlığın haklı bir nedene dayanması halinde, işverenin derhal ve haklı nedenle fesih imkanı bulunmamaktadır. İşçinin hastalığı, aile fertlerinden birinin ya da yakınlarının ölümü veya hastalığı, işçinin tanıklık ve bilirkişilik yapması gibi haller, işe devamsızlığı haklı kılan nedenlerdir. Mazeretin ispatı noktasında, sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadığı sürece özel sağlık kuruluşlarından alınan raporlara da değer verilmelidir. Devamsızlık süresi, ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü ya da bir ayda üç işgünü olmadıkça, işverenin haklı fesih imkanı yoktur. Belirtilen işgünlerinde hiç çalışmamış olunması gerekir. Devamsızlık saatlerinin toplanması suretiyle belli bir gün sayısına ulaşılmasıyla işverenin haklı fesih imkanı doğmaz. Devamsızlık, işçinin işine devam etmemesi halidir. İşyerine gittiği halde iş görme borcunu ifaya hiç başlamayan bir işçi devamsızlıkta bulunmuş sayılmamalıdır. İşçinin yapmakla yükümlü olduğu ödevleri hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi ayrı bir fesih nedeni olup, bu durumda 4857 sayılı Yasanın 25/II-h maddesi uyarınca değerlendirme yapılmalıdır. Maddede geçen “bir ay” ifadesi takvim ayını değil ilk devamsızlıktan sonra geçecek olan bir ayı ifade eder. İlk devamsızlığın yapıldığı gün ayın kaçıncı günüyse takip eden ayın aynı günü bir aylık süre sona erer. Son ayda ilk devamsızlığının gerçekleştiği günün bulunmaması halinde son ayın son günü bir aylık süre dolmuş olur. Sonraki devamsızlıklar ise takip eden aylık dönemler içinde değerlendirilir.İşgünü, işçi bakımından çalışılması gereken gün olarak anlaşılmalıdır. İş sözleşmesinde, genel tatil günlerinde çalışılacağına dair bir kural mevcutsa, bu taktirde söz konusu günlerde çalışılmaması da işverene haklı fesih imkanı tanır. İşyerinde Cumartesi günü iş günü ise belirtilen günde devamsızlık da diğer koşulların varlığı halinde haklı fesih nedenini oluşturabilir. İş sözleşmesinin askıya alınması durumunda, işçinin çalışması gereken günde işe başlamaması da devamsızlık olarak değerlendirilmelidir. Somut olayda; davacının 14.06.2014-07.07.2014 tarihleri raporlu olduğu devamsızlığının haklı nedene dayandığı sabittir. 2014 yılı Haziran ayı çalışma kontrol imza föyünde 06.06.2014 tarihinde çalışmasının bulunmadığı, 08.06.2014 tarihinin ise OFF zaman olup hafta tatili olduğu anlaşılmıştır. 02,03.06.2014 tarihindeki geç kalma durumu nedeniyle davacıya ihtar verildiği ve bu durumun fesih sebebi olamayacağı açıktır. Davacının 06.06.2014 tarihindeki 1 gün devamsızlığı ise işverene haklı veya geçerli nedenle fesih hakkı vermez. Bu nedenle davacının haklı ve geçerli fesih nedeni olabilecek ağırlıkta eyleminin bulunmadığı, ayrıca fesihten önce 4857 sayılı Yasanın 19. maddesi hükmüne göre davacının savunmasının da alınmamış olması nedeniyle feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.HÜKÜM:Yukarıda belirtilen sebeplerle;1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, 2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE, davacının İŞE İADESİNE,3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin dört aylık ücreti olarak belirlenmesine, 4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, 5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 29,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubuyla bakiye 4,00 TL. karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına, 6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.’ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 7-Davacı tarafından yapılan 198,60 TL. yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avanslarından varsa artan miktarının ilgili tarafa iadesine,9-Peşin alınan temyiz harcının istek halince davacıya iadesine, 30.03.2016 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Alt İşveren-Üst işveren-Rücu ve birlikte sorumluluk ilkeleri-sorumluluk dönemi-çalışma süresi
Taraflar arasındaki “rücuan tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 15.12.2011 gün ve 2010/532E., 2011/483 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesini
Sosyal medya ortamından elde edilen veriler boşanma davasında tek başına delil olarak kabul edilemez
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Mahkemece; davacı tarafından dosyaya sunulan elektronik ortamdan elde edilen resimler ve elektro
Avukatın hakime 'dosyayı incelemeden çıkarsanız böyle olur, burda babanızın uşağı yok' demesi ağır eleştiridir
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan i
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?