Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 750 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15119 - Esas Yıl 2014





İş MahkemesiDava Türü : Alacak Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacı, 21/09/2006-03/06/2010 tarihleri arasında davalı idarenin alt işverenlerinde aralıksız olarak laboratuvar teknisyeni olarak çalıştığını, iş akdinin dava dışı alt işveren şirket tarafından ihale süresi sonlandığı gerekçesi ile feshedildiğini, torba kanları alma, testleri yapma, kültür çalışması, hasta takibi, eliza testi gibi hastanede memurların yapması gereken tüm işler olduğunu, yapılan işlerin hastanenin asıl işleri olduğunu, muvazaalı iş ilişkisi sebebi ile emsal çalışanların ücretinin davacıdan fazla olduğunu bildirerek kıdem, ihbar ve eşit davranmama tazminatı ile ücret farkı, döner sermaye payı, ilave tediye, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı, husumet itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Anayasanın 141'nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297'nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Somut olayda mahkemece ilave tediye ücreti alacağı ile bazı alacakların kabulüne karar verilmiş, gerekçeli kararda ise ilave tediye ücreti alacağına ilişkin olarak her hangi bir açıklama yapılmamıştır. Yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere mahkeme kararları gerekçeli olmak zorundadır. Davacı işçi alt işveren işçisi olup, mahkemece bu işçinin 6772 sayılı Yasa kapsamında işçi olduğunun kabulünün gerekçeleri açıklanmaksızın ilave tediye ücreti talebinin kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının bu alacağa yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 28.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.