Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7424 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23911 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Mersin 2. İş MahkemesiTarihi : 23/05/2013Numarası : 2011/299-2013/356 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı Kurumun ve davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine 2-Davacı davalı kurum bünyesinde alt işveren işçisi olarak çalıştığını, davalı şirkette çalışırken aylık ücretlerinin ödenmediğini, bu nedenle davalı müflis şirket hakkında Mersin 1.İcra Müdürlüğü'nün 2011/2019 ve davalı genel müdürlük hakkında Mersin 1.İcra Müdürlüğü'nün 2011/9746 sayılı takip dosyaları ile icra takibine başlandığını, icra takibine davalı yanın itiraz ettiğini bildirerek, haksız itirazların iptaline, takiplerin devamına ve % 40'tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı Kurum savunmasında, davalı kurumla davacı arasında iş sözleşmesinin bulunmadığını, hakkında dava açılamayacağını, kurumun husumet ehliyetinin bulunmadığını, kurumun asıl işinin öğrencilere barınma hizmeti vermek olduğunu, bu hizmetini (barınma, güvenlik, temizlik) kendi personeli veya hizmet alımı yoluyla yerine getirdiği, öğrencilerin başta beslenme olmak üzere diğer ihtiyaçlarının (berber, butik, manav, büfe, terzi, kuru temizleme, ayakkabı tamircisi, internet) işletme kapsamında özel ve tüzel üçüncü şahıslarca yerine getirildiğini, karma nitelikte bir sözleşme olan küçük işletmeler sözleşmesi kapsamında işletmecilerin kendi malzemelerini ve personeli ile ticari bir işletme olarak faaliyette bulunduklarını, davacının asıl işvereninin Mersin Yurt Müdürlüğü Merkezi Lokanta ve Kantin İşletmesini 2007-2010 tarihleri arasında 3 yıllık küçük işletme sözleşmesi imzalayarak işleten şirket olduğunu, takipte belirtilen faiz miktarının fahiş olduğunu, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı borçlu Özyol Limited Şirketi hakkında Mersin 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/03/2010 gün 369/94 EK sayılı kararıyla iflasın ertelenmesi talebi reddedilerek şirketin iflasına karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin 23/12/2010 gün 5860-14737 EK sayılı ilamıyla bozulduğu yeniden yapılan yargılama sonucu bozma kararına uyularak Mersin 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/59-2012/51 EK sayılı ilamıyla yeniden şirketin iflasına, İflasın 14/02/2010 gün saat 14:00 itibariyle açılmasına karar verildiği, ve kararın Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 28.12.2012 tarih ve 2012/5412-7744 E-K sayılı ilamı le onanarak kesinleştiği için iflas idaresi davaya dahil edilmiş ve yapılan yargılama sonunda davalılar yönünden davanın kabulü ile; Mersin 1.İcra Müdürlüğünün 2011/2019 ve 2011/9146 sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen kabulü ile; takibin 3.437,08 TL kıdem tazminatı ve 474,13 TL kıdem tazminatına işlemiş faiz,1.147,00 TL ihbar tazminatı,9.776,09 TL fazla mesai ücreti alacağı,500,00 TL genel tatil ücreti alacağı ve 1.870,00 TL ücret alacağı üzerinden devamına, karar verilmiştir. Mahkemece, iflas eden şirket yönünden verilen karar hatalıdır. İflasın açılması, maddi hukuka ilişkin ilişkileri ve hükümleri cebri şekilde etkilediği gibi medeni usul ve icra hukuku kuralları üzerinde de etki meydana getirir. Bu etkilerden biri de görev kurallarında meydana gelen değişikliktir. Görev kurallarındaki değişikliği dava açıldıktan sonra işverenin iflas etmesi hali ve iflas kararı verdikten sonra işçinin işverene dava açması hali bakımından ayrı ayrı incelemek gerekir. İflasın açılması ile müflisin taraf olduğu hukuk davalarının ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasına kadar duracağı genel kural ise de, yine bu hükmün müstacel haller, tazminatsız ceza davaları, şeref ve haysiyete tecavüzden ve cismani zararlardan doğan tazminat davaları ile evlenme, ahvali şahsiye veya nafaka davalarının uygulanamayacağı kabul edilmiştir. 2004 sayılı Kanun'un 194. maddesinde ayrık tutulan "Müstacel haller" den maksat, acele görülmesi gereken ve durduğu takdirde verilecek hükmün faydasız kalacağı gerçeğidir. Bu davalarda hakim takdir hakkını kullanarak müstaceliyet kararı vermek suretiyle yargılamaya devam eder. İşçinin alacaklı olduğu iş hukukuna ilişkin bir dava, işçinin sosyal durumu itibariyle 2004 sayılı Kanun'un 194. maddenin gayesine uygun görülerek acele işlerden sayılmalı ve ikinci alacaklılar toplantısı beklenmeksizin yargılamaya devam edilmelidir. Bunun yanında kanunun lafzına göre davacıların müflise karşı davaya devam edeceği izlenimi hasıl olmakta ise de masaya dahil mal ve haklar bakımından müflisin yetkisiz kalması keyfiyeti, kendisinin, müstacel de olsa bu davalara taraf olmaya devam etmesine manidir. Bu durum karşısında birinci alacaklılar toplantısı yapılmış ve iflas idaresi teşekkül etmişse, müstacel davalar ikinci alacaklılar toplantısı beklenmeden iflas idaresine karşı; birinci alacaklılar toplantısı henüz yapılmamış ve işin müstaceliyeti icabı iflas idaresinin seçimini dahi beklemeye durum müsait değilse, bu takdirde iflas idaresi müflisin yerini alarak davaya iflasın açılmasından önce davanın görüldüğü iş mahkemesinde devam olunur. Böylece işçinin alacağının tahsili amacıyla iş mahkemesinde açılan davadan sonra işverenin iflasına karar verilmesi mahkemenin görevini etkilemez ise de, işveren müflisin yerine geçecek olanı etkiler. İflas kararı verildikten sonra işçi işçilik haklarından doğan alacağının dayanağını ve miktarını iflas idaresine bildirir. Alacaklıların alacaklarını kaydettirmeleri için 2004 sayılı Kanun'un 219/2. maddesinde öngörülen bir aylık sürenin bitiminden sonra, iflas idaresi alacakların doğru olup olmadığını incelemeye başlar. Maddi yönden inceleme sonucu kabul edilen her alacak tespit edilen sıraya göre sıra cetveline kaydedilir. Kabul edilmeyen alacaklar da red sebebleri ile birlikte sıra cetvelinde gösterilir. İflas idaresi 2004 sayılı Kanun'un 232. maddesinde öngörülen sürede düzenlediği sıra cetvelini iflas idaresine verir ve alacaklıları aynı Kanun'un 166/2. maddesindeki usule göre ilan yoluyla haberdar eder. Ayrıca iflas masasına müracaat sırasında tebligatı gösterir adres ve tebligat masrafları için avans yatıranlara sıra cetveli tebliğ edilir. Sıra cetveline itiraz davalarında dava açma süresi, görev ve yetki 2004 sayılı Kanun'un 235. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre dava açma süresinin ilandan itibaren başlayacağı belirtildikten sonra, ayrıca 2004 sayılı Kanun'un 223/3. maddesi hükmünün saklı olduğu belirtilmiştir. Saklı tutulan hükme göre, iflas masasına müracaat eden alacaklılar tebligatı kabule elverişli adres gösterir, yazı ve tebligat masrafları için avans yatırmışlarsa sıra cetveline itiraz davası açma süresi bu alacaklılar hakkında sıra cetvelinin kendilerine tebliğinden itibaren başlar. Davanın onbeş gün içinde açılması gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınır. 2004 sayılı Kanun'un 235/1. maddesine göre sıra cetveline itiraz davası iflas kararı veren ticaret mahkemesinin bulunduğu yerdeki herhangi bir ticaret mahkemesinde açılabilir. Görevin belirlenmesinde dava değerinin önemi olmadığı gibi, buradaki mahkemenin yetkisi de kamu düzenine ilişkindir. Bu durum karşısında iş mahkemesinde görülmekte olan, işçi alacaklarına yönelik dava sırasında, işverenin iflası halinde dahi, 2004 sayılı Kanun'un 194. maddesi uyarınca, davaya iş mahkemesinde devam edileceği, işverenin işçi alacaklarına ilişkin dava açılmadan önce iflası halinde ise yukarıda belirtilen şekilde hareket ile alacağın iflas masasına kaydedilmemesi halinde, asliye ticaret mahkemesinde kayıt kabul davası olarak açılması gerekir. Somut olayda 2013/299 Esas nolu dosyada davalı şirkete karşı icra takibi 14.03.2011 tarihinde yapılmış olup, davalı şirket tarafından borcun bulunmadığı gerekçesiyle takibin durdurulması talep edilmesi İcra Memurluğunca 18.03.2011 tarihinde takibin durdurulmasına karar verilmesi üzerinede 6.4.2011 tarihinde bu dava açılmıştır. Dosyadaki belgelerden Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesince 12.03.2010 tarihli karar ile şirketin iflasına karar verildiği, verilen kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 23.12.2010 tarihli kararı ile bozulduğu, anılan mahkemece bozma kararına uyulup bozma kararı doğrultusunda işlem yapıldıktan sonra 14.2.2012 tarihli karar ile şirketin iflasına karar verildiği verilen kararın 23.Hukuk Dairesinin 28.12.2012 tarihli kararı ile onanmak süretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu davanın açıldığı 6.4.2011 tarihinde ortadan kesinleşmiş bir iflas kararı bulunmamaktadır. Yapılacak iş; iflasın açılıp açılmadığı, açılmış ise ikinci alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığını araştırmak, iflas idare memurlarının isimlerini ve adreslerini belirleyip duruşma gün ve saatini tebliğ etmek, davalı şirketin iflasına ilişkin dosyanın suretini getirtmek gerekirse davaya kayıt kabul davası olarak devam edilerek alacağın masaya kaydedilmesi şeklinde bir karar vermekteir. Mahkemece hatalı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması bozma nedenidir. 3-Davalı kurum hakkında yapılan Mersin 1.İcra Müdürlüğü'nün 2011/9746 sayılı icra takibinde kıdem tazminatı olarak 1.147,00-TL talep edilmiş olmasına rağmen, mahkeme kararında davalı kurum aleyhine olacak şekilde, takibin 3.437,08 TL kıdem tazminatı üzerinden devamına karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı ve davalı Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü'ne iadesine, 07/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.