Mahkemesi : Düzce İş MahkemesiTarihi : 20/06/2013Numarası : 2011/120-2013/523 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekilince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine 2-Davacı, davalı işyerinde satış temsilcisi olarak çalışmaktayken, ücret alacaklarının eksik ödenmesi ve kendisine yapılan mobing nedeniyle ruhsal ve fiziksel sağlığının bozulduğundan bahisle çektiği ihtarname ile iş akdini haklı nedenle sona erdirdiğini ve ödenmeyen işçilik alacaklarının ödenmesini talep ettiğini ancak davalının bunu ödemediğinden bahisle kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının tüm alacaklarının ödendiğini. Haklı fesih nedeninin bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının mobing iddiasını ispat edemediğini, tüm fazla mesailerin ödendiğini ancak ödenmeyen ulusal bayram genel tatil alacağı ve ikramiye alacağı bulunduğu gerekçesiyle davacının iş akdini haklı nedenle feshettiğinde bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı işyerinde ikramiye ödemesi olup olmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda, her ne kadar yerleşik yargı içtihatları gereği, işyeri uygulamasına dönüştüğü iddia olunan ikramiye alacağının tanıkla ispatı mümkün ise de, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin davalı işyeri özelinde vermiş olduğu kararlarında ikramiye alacağının olmadığının kabul edilerek verilen kararların onanarak kesinleşmesine göre, kurumsal bir işyeri olan davalı işyerinde ikramiye ödemesi olmadığı yönünde kesinleşmiş mahkeme kararının varlığı karşısında mahkemece ikramiye alacağının reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir. 3- Davacının dava dilekçesinde hafta sonları da dahil haftanın 6 günü çalıştığına dair beyanı üzerine hafta tatilinde çalışıyor olduğu kabulü ile hesaplama yapan bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Ancak, işçinin anayasal bir hak olan hafta tatilini mutlaka hafta sonunda kullanması gerekli olmayıp hafta içi de kullandırılması mümkündür. Davacı haftada 6 gün çalıştığını beyan ettiğine göre, hafta tatili kullandığı, bu nedenle hafta tatili alacağı, hatta bu konuda bir talebinin, olmadığı hususu gözardı edilerek davacı lehine hafta tatili alacağına hükmedilmesi davacının talebinin aşımı anlamını taşıdığından HMK 26. Maddesinde düzenlenen “mahkeme, talepten azına hüküm verebilir ama taraf talebini aşamaz” hükmüne aykırılık teşkil ettiğinden bozma nedenidir. 4-Davacı yararına hükmedilen kıdem tazminatının hesaplanmasında yukarı bentte açıklandığı üzere ikramiyenin dahil edilmemesi gerekmekte olup, bilirkişinin raporunda düzenlediği ikramiye dahil edilmeden hesaplanan seçenek kabul edilerek kıdem tazminatının belirlenmesi gerekmekte olup ikramiye dahil hesaplanan kıdem tazminatının hüküm altına alınması isabetsiz olup bozma nedenidir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 7.4.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.