Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7418 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25465 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Osmancık Asliye Hukuk Mahkemesi(İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 12/03/2013Numarası : 2011/800-2013/130Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.2-Davacı, 01/11/2002 tarihinden 17/04/2011 tarihine kadar davalı apartmanda kapıcı olarak görev yaptığını, iş aktinin haksız yere feshedildiğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, milli ve dini bayram ve yıllık izin ücretlerinden kaynaklanan işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir.Davalı, davacının davalı sitede 01/11/2002'de işi başlayıp 30/06/2008'de işten ayrıldığını, bu dönem çalışması nedeniyle her türlü alacağını aldığına dair 03/07/2008 tarihli ibraname verdiğini, 04/07/2008'de tekrar işe alınıp iş aktinin 17/04/2011'de haklı nedenle feshedildiğini ve bu dönem çalışması için de 17/04/2011 tarihli ibraname verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının davalı işyerinde 01/11/2002- 30/06/2008 ve 04/07/2008-17/04/2011 tarihleri arasında olmak üzere iki dönem çalışması olduğu, 1. dönem çalışması ile ilgili ücret alacaklarını, kıdem ve ihbar tazminatını alıp 03/07/2008 tarihli ibraname imzaladığından ilk dönemin tasfiye edildiği gerekçesiyle 2. dönem çalışması nedeniyle bilirkişi raporunda yapılan hesaplama esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Taraflar arasında hizmet süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Davacı iş aktinin 01/11/2002 - 17/04/2011 tarihleri arasında kesintisiz devam ettiği iddiasıyla talepte bulunmuştur. Dosya kapsamına göre, davacı davalı işyerinde iki dönem halinde çalışmıştır. Birinci dönem çalışması 01/11/2002- 30/06/2008, ikinci dönem çalışması 04/07/2008 - 17/04/2011 tarihleri arasındadır. Davacının iş sözleşmesi 30/06/2008 tarihinde feshedilip 03/07/2008 tarihinde kıdem tazminatı ödenip 04/07/2008'de tekrar işe başlatılmıştır. Davacı beyanlarından da açıklandığı üzere aslında 30/06/2008 tarihinde yapılan fesih gerçek bir fesih değildir. Davacının kıdem tazminatına ilişkin olarak yapılan ödeme davacının ileride hak kazanabileceği kıdem tazminatına mahsuben yapılmış kısmi bir ödemedir. Zira davacı, davalı işyerinde çalıştırılmaya devam olunmuştur. Böyle olunca davacının 17/04/2011 tarihindeki son feshe kadar olan çalışma süresi için kıdem tazminatı bu tarihteki ücrete göre hesaplanmalı, 01/07/2008'de ödenen kıdem tazminatı ödeme tarihi ile -ikinci fesih tarihi olan- 17/04/2011 tarihleri arasında işlemiş yasal faizi ile birlikte hesaplanan miktardan mahsup edilerek kalan miktar hüküm altına alınmalıdır. Ayrıca ihbar öneli de tüm çalışma süresine göre sekiz hafta olup alacak bu süreye göre hesaplanmalıdır. İhbar tazminatı konusunda 03/07/2008 tarihli ibranamede miktar bulunmadığından herhangi bir mahsuba gerek bulunmamaktadır.Anılan yön gözetilmeksizin verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.3-Dava Bilgent Sitesi Apartman Yönetimine yöneltilmiş, hüküm de "davalıdan tahsiline" denilerek yine yönetim hakkında kurulmuştur. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 27. maddesinde ana gayrimenkulün kat malikleri kurulunca yönetileceği, 34. maddesinde kat maliklerinin , ana gayrimenkul yönetimini kendi aralarından veya dışardan seçecekleri bir kimseye veya üç kişilik bir kurula verebilecekleri bu kimseye “yönetici”, kurula da “yönetim kurulu” deneceği, ana gayrimenkulün sekiz veya daha fazla bağımsız bölümü var ise yönetici atanmasının mecburi olduğu, ana gayrimenkulün bütün bölümlerinin bir kişinin mülkiyetinde ise malikin kanunen yönetici durumunda olacağı, 35. maddesinde yöneticinin ana gayrimenkulün tümünü ilgilendiren tebligatı kabul edeceği, 20. maddesinde kat maliklerinin her birinin aralarında başka bir anlaşma olmadıkça kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine eşit olarak, ana gayrimenkulün sigorta giderlerine arsa payları oranında katılacakları, 4857 sayılı Yasa’nın 110. maddesi gereğince Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılan ve 03.03.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Konut Kapıcıları Yöneticiliğinin 3. maddesinde “işverenin” Konutun maliki ve ortaklarını, “yöneticinin” işveren vekili olarak hareket eden kişiyi ifade edeceği, 4. maddesinde konut yöneticisinin İş Kanunu ve bu Yönetmelik hükümlerinin uygulamasında ve yargı uyuşmazlıklarında işverenin temsilcisi olduğu bildirilmiştir.Kat mülkiyeti kurulmamış ortak konutta ortakların anlaşarak yönetici şeklinde işveren vekili görevlendirmelerine kanunen bir engel yoksa da 634 sayılı Kanunun 34. maddesi gereğince seçilen yöneticinin işveren vekili olarak yargı uyuşmazlıklarında işvereni temsil edebilmelerine karşın, işveren vekili sayılan böyle idari şekilde atanmış yöneticinin işvereni mahkemelerde temsil yetkisi yoktur.Gerek işçilik alacakları gerekse hizmet tespitine ilişkin davalar işveren vekili olan yöneticiyi hasım göstererek açılabilirse de dava sonucunda hüküm yönetici hakkında değil hüküm yerinde işveren olan kat malikleri belirtilip kat maliklerinin yönetim planında aksi belirtilmemiş ise eşit oranda sorumlu tutulmaları gerekir.4-Davacı yıllık izin ücreti isteminde de bulunmuştur. Mahkemece bilirkişi raporunda hesaplanan yıllık izin ücretine hükmedilmiştir.Dosyada davacı tanığı olarak dinlenen eşinin beyanı ve davacının imzasını inkar etmediği belgelerdeki "yıllık izinlerimi kullandım" şeklindeki beyanları gözetildiğinde davacının yıllık izinlerinin kullanıldığı kabul edilmelidir. Mahkemece, yıllık izin ücreti alacağı bulunmadığının kabulü ile yıllık izin alacağı isteminin reddi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur.Bu yön gözetilmeksizin verilen kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, taraflardan alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 03/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.