Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7254 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8304 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : İş MahkemesiDava Türü : Alacak Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 21.04.2015 günü belirlenen saatte temyiz eden davalı ... vekili Av... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Gelenin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü: Davacı vekili, davacının vezne elemanı olarak 27.09.2000-08.03.2013 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatının tahsilini talep etmiştir. Davalı, bir müşteri şikayeti üzerine müşteri temsilcisi ... ’a tanımlı bazı hesaplarda usulsüzlükler olabileceği şüphesi oluştuğunu, bunun üzerine şirket müfettişlerince inceleme yapılarak 25.01.2013 tarihinde teftiş raporu düzenlendiğini, bu inceleme sonucunda yatırımcı hesaplarından hesap sahiplerinin bilgisi olmaksızın sahte EFT talimatları ile para transferleri yapıldığının, yatırımcıların zarara uğratıldığının tespit edildiğini, teftiş sonrasında yatırımcıların zararları karşılığında davalı tarafından 2.339.801.-TL ödeme yapıldığını, ... ... iş sözleşmesinin bu nedenle 22.01.2013 tarihinde feshedildiğini, hakkında şikayette bulunulduğunu, davacı dahil diğer çalışanlar hakkında bir karara varmak için ise ... 'nın 2013/8623 no.lu soruşturmasındaki delillerin toplanmasının beklendiğini, ...n’ın 01.03.2013 tarihli ifadesinde ikrarda bulunduğunu, bu sırada 06.03.2013 tarihinde yatırımcı ... ’ın şikayeti üzerine yapılan yeni bir incelemede müdür yardımcısı ... tarafından yatırımcının talimatı olmadan hisse senedi alım satımı gerçekleştirilerek, şube kasasından yatırımcıya yapılmış gösterilen nakit ödeme işlemlerinin aslında şubede yapılmayarak nakit paranın ... tarafından ... a ödeme makbuzu ile birlikte teslim edildiği, ...’ın ise kendisine teslim edilen parayı yatırımcıya teslim etmeyip ödeme makbuzuna sahte imza atarak şubeye teslim ettiğinin belirlendiğini, bunun üzerine disiplin komitesinin 07.03.2013 tarihinde toplanarak ..., ... ... ve davacı .....’in işten çıkartılmasına karar verdiğini, 08.03.2013 tarihinde tebliğden imtina edilmesi üzerine fesih bildiriminin davacıya noter kanalı ile gönderildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, işyerinde hesap sahibi dışında başkaca yetkili kılınan kişilere para ödemesi yapılmasına ilişkin esnek uygulama bulunduğu ve 25/01/2013 tarihi sonrasında 6 günlük hak düşürücü süre içerisinde fesih işlemi yapılmadığından feshin haksız olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. 4857 sayılı İş Kanununun 25'inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır. İşçinin eleştiri sınırları içinde kalan söz ve davranışları ise, işverene haklı fesih imkânı vermez. Somut olayda, davacıya yapılan 08.03.2013 tarihli fesih bildiriminde iki eylem fesih gerekçesi yapılmıştır. Bunlardan birisi müşteri temsilcisi ... ’a tanımlı bazı hesaplarda usulsüzlükler nedeniyle 25.01.2013 tarihli teftiş raporundaki eylem ve diğeri ise 06.03.2013 tarihinde yatırımcı ...’ın şikayeti üzerine yapılan incelemede Müdür Yardımcısı ... tarafından yatırımcının talimatı olmadan hisse senedi alım satımı gerçekleştirilerek, şube kasasından yatırımcıya yapılmış gösterilen nakit ödeme işlemlerinin aslında şubede yapılmayarak nakit paranın ... tarafından ... ’a ödeme makbuzu ile birlikte teslim edildiği, ... ’ın ise kendisine teslim edilen parayı yatırımcıya teslim etmediği eylemdir. Mahkemece vezne para tediye talimatının davacıya tebliğ edilmediği ve işyerinde esnek ödeme uygulaması bulunduğu bu nedenle güvenin kötüye kullanılmasından bahsedilemeyeceği kabul edilmiştir. Davacı ve sözleşmesi feshedilen müdür dahil diğer işçilerin işveren talimatı dışında kendi aralarında oluşturduğu ve olayımızda da görüldüğü üzere her türlü suistimale açık güvene dayalı uygulamanın işyeri uygulaması olduğundan bahsedilmesi mümkün değildir. Diğer yandan kalifiye bir personel niteliğini kazanmış 12 yıllık bir veznedarın hesap sahibi veya ancak yetki belgesi sunulması halinde bu kişilere ödeme yapılacağını bilmediğinin kabul edilmesi de hayatın olağan akışına aykırıdır. İşverenin güveni kötüye kullanıldığından haklı fesih sebepleri oluşmuştur. Hak düşürücü süre açısından davacı dışında ... hakkında yapılan ... 2013/8623 sayılı soruşturma nedeniyle, davacı hakkındaki disiplin kurulu kararının soruşturma işlemi sonucuna bırakıldığı ve disiplin soruşturmasının da aslında bu surette devam ettiği, soruşturma dosyasında 01.03.2013 tarihli ... ifadesi ile yine benzer mahiyette 06.03.2013 tarihinde yatırımcı ... ’ın şikayeti üzerine yapılan incelemede Müdür Yardımcısı ... tarafından yatırımcının talimatı olmadan hisse senedi alım satımı gerçekleştirilerek, şube kasasından yatırımcıya yapılmış gösterilen nakit ödeme işlemlerinin aslında şubede yapılmayarak nakit paranın ... tarafından ... ’a ödeme makbuzu ile birlikte teslim edildiği, ... ’ın ise kendisine teslim edilen parayı yatırımcıya teslim etmediği ödeme makbuzuna sahte imza attığının belirlendiği, davacı ve diğer çalışanların ifadelerinin dosya arasında bulunduğu, bu eylem sonrası yapılan feshin 08.03.2012 tarihinde 6 günlük hak düşürücü süre içerisinde gerçekleştirildiği anlaşılmakla, bu yönden değerlendirme yapılmaksızın yazılı gerekçelerle davanın kabulü hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının alacağın hesabına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf yararına takdir olunan 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 21/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.