Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7209 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25393 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Osmaniye İş MahkemesiTarihi : 20/06/2013Numarası : 2012/656-2013/521 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1.Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2.Davacı vekili, müvekkilinin 1987-2011 yılları arasında davalı işyerinde çalışıp emekli olarak işyerinden ayrıldığını, işe ilk girişinde mevsimlik işçi olarak çalışmaktayken yaptığı iş aynı kalmak kaydıyla asıl kadroya geçtiğini, her ne kadar müvekkili mevsimlik işçi olarak değerlendirilmiş ise de emsal kararlara göre yaptığı işin mevsimlik iş olmadığını iddia ederek yıllık izin alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı davacının mevsimlik işçi olduğunu ve yıllık izine hak kazanamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davacının 1998 ve 1999 yılları itibariyle yıllık izine hak kazandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. 4857 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanamaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi İş Kanununun yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, bu kural nispi emredici nitelikte olup, işçi lehine bireysel ya da toplu iş sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir. Bu durumda sözleşmedeki izinle ilgili hükümler uygulanacaktır. Diğer taraftan, bir işyerinde mevsimlik olarak çalıştırılan işçi, mevsim bitiminde, mevsimlik iş dışında askı süresi içinde işverenin diğer işyerlerinde çalıştırılıyorsa, devamlı bir çalışma olgusu söz konusu olduğundan, bu durumda işçinin yıllık ücretli izin hükümlerinden yararlandırılması gerekir. Aynı işverene ait yazlık ve kışlık tesislerde, sezonluk işlerde fakat tam yıl çalışan işçiler de, 4857 sayılı Yasanın 53/3 maddesi ve Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliğinin 12 nci maddesi uyarınca yıllık ücretli izne hak kazanacaklardır. 4857 sayılı İş Kanununun 53. maddesinde mevsimlik işlerde yıllık izin hakkının doğmayacağı belirtilmiş ise de, yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde mevsimlik iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öyle ki yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılma halinde Anayasal temeli olan dinlenme hakkının tanınmasının gerekeceği açıktır. Davacı 11 ayın üzerinde çalıştırıldığında kalan süre bakımından Anayasal dinlenme hakkı olan izin hakkını kullanmasına imkan bulunmamaktadır. Bu durumda 1999 yılındaki fiili çalışma süresine göre mevsimlik statüden vazgeçilmiş, taraflar arasında işçinin yıllık izin ücretine hak kazanacak şekilde sürekli çalışmasına dair bir sisteme geçilmiş olur. Dairemizin istikrar kazanan kararlarında da çalışmanın 11 ayın üzerine çıktığı hallerde mevsimlik iş ilişkisinin dışına çıkıldığı kabul edilmiş ve daha sonraki çalışmalar için yıllık izin hakkının doğduğu sonucuna varılmıştır Somut olayda davacı 1998 yılında 10 ay 24 gün çalışmıştır. 1999 yılında 11 ayı aşan çalışması için iş mevsimlik olmaktan çıktığından yıllık izin hesaplanması doğrudur. Ancak 1998 yılındaki çalışması 11 ayı bulmadığından Anayasal temeli olan dinlenme hakkı niteliğindeki yıllık izin hakkının ihlal edildiğinden bahsedilemez. 1998 yılındaki 10 ay 24 günlük çalışma mevsimlik iş niteliğinde olduğundan bu yıl için belirlenen yıllık izin alacağının kabulü hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 01.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.