Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7068 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 26793 - Esas Yıl 2013
Mahkemesi : Kastamonu İş MahkemesiTarihi : 12/09/2013Numarası : 2011/86-2013/148 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı, davalı işyerinde beton pompasında yağcı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız feshedildiğini, haftanın 7 günü 07.30-23.00 saatleri arası bazı zamanlar ise gece 03.00'e kadar çalıştığını ancak ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izin kullandırılmadığı gibi ücretinin de ödenmediğini belirtirek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil, yıllık izin ve ücret alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı, iş sözleşmesinin, hem işin sona ermesi hem de davacının emir ve talimatlara uygun hareket etmeyerek işi aksatması, kendisinden verim alınamaması sebepleriyle işten çıkarıldığını, davacının part-time çalıştığını, çoğu zaman mesaisine dahi gelmediğini, alacaklarının ödendiğine dair ibra alındığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, ibraname uyarınca kıdem ve ihbar tazminatının ödendiği ve bakiye alacağının bulunmadığı ancak fazla çalışma, genel tatil, hafta tatili, yıllık izin ve ücret alacağının bulunduğu sonucuna varılarak 05.08.2012 tarihli ek raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, 14.02.2013 havale tarihli bilirkişi raporu aldırılmış, bu rapor uyarınca davacının alacakları hesaplanmıştır. Davalı vekilinin rapora itiraz etmesi üzerine mahkemece, başka bir bilirkişiden 18.06.2013 havale tarihli asıl rapor ile bu rapor uyarınca davanın ıslah edilmesi üzerine davalı tarafından ıslaha karşı beyan ile bilirkişi raporuna karşı itiraz nedenlerinin ileri sürülmesi üzerine de 05.08.2013 havale tarihli ek rapor alınmıştır. Öncelikle her iki rapor arasında işçilik alacaklarının hesplanması noktasında büyük çelişkiler bulunmaktadır. Mahkemece, bu çelişkiler giderilmeksizin ikinci rapora ve ek rapora göre hüküm kurulmuştur. Mahkeme gerekçesinde hükmü kurarken, davalının haksız feshi pozisyonunu kabul etmiştir. Ancak ibranameye konu olan davalı tarafın ödemiş olduğu kıdem ve ihbar tazminatını ödenmiş olduğu gerekçesiyle dışlanmış olduğu, ancak hizmet aktine esas olan çalışma süresinde ve hesap edilen işçilik alacaklarının hesap usullerinde sonucuna göre miktarlar arasında her iki bilirkişi raporunda da mevcut çelişkilerin davalı tarafından temyiz gerekçesi yapılmış olduğu hususu dikkate alındığında, davacının fiili/gerçek çalışma süresi tereddütsüz bir şekilde tespit edilerek ibranameye konu olan kıdem ve ihbar tazminatının buna göre hesap edilmesi, varsa diğer sair alacaklara ilişkin taleplerin ise, denetime elverişli, sahasında uzman ve her iki bilirkişi raporlarının çelişkili olduğu dikate alındığında takdiren heyet şeklinde aldırılacak yeni bir bilirkişi raporu ile taraflar arasındaki çekişmeli konuların bertaraf edileceği ve özellikle davacı tarafından verilen 27.02.2013 tarihli beyan dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı sunduğu beyanları nedeniyle bu dilekçe de dikkate alınarak davalı işveren yönünden kazanılmış hakların da gözetilerek doğru bir şekilde hesap edilecek yeni bir rapor aldırılması gerekmektedir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmaksızın ve mevcut eksiklik ve çelişkilere rağmen yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup karar bu sebeple bozulmuştur. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 31/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.