Mahkemesi : Bursa 1. İş MahkemesiTarihi : 23/01/2013Numarası : 2011/813-2013/10 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraflarca istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı işyerinde kalıp demir ustası olarak çalıştığını, işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle sözleşmesini haklı olarak feshettiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı ve hizmet süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. 4857 sayılı İş Kanununun 46 . maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı kanunun 63. maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmi dört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46 . maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır. Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmi dört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmi dört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3. maddesine göre, hafta tatili Pazar günüdür. Bu genel kural mutlak nitelikte olmayıp, hafta tatili izninin Pazar günü dışında da kullandırılması mümkündür. Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir. Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. İmzalı ücret bordrolarında hafta tatili ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin hafta tatili alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazı kaydının bulunması halinde, hafta tatili çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında hafta tatillerinde çalışmaların yazılı delille kanıtlaması mümkündür. Hafta tatili ücretlerinin tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt yoksa ödenen tutarın dışında hafta tatili çalışması yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerekir. Hafta tatili çalışmalarının uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Dairemizce son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak, hafta tatili çalışmasının taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda, böyle bir indirime gidilmemesi gerekir. Davacı 10.04.2003-17.10.2011 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını ancak SGK’na eksik bildirim yapıldığını iddia etmiştir. Davalı ise yapılan işin niteliği itibariyle inşaat sektöründe süreklilik olmadığını, alınan ihaleler ve hava muhalefeti sebebiyle aralıklı çalışma yapıldığını savunmuş, mahkemece, SGK kayıtlarına göre davacının iddiasındaki dönemde farklı işverenler nezdinde çalışmaları görünmekte ise de davalı tarafın “…başka inşaat şirketlerinin taşeronluğunu yapmak suretiyle faaliyette bulunulduğu “ şeklindeki savunması, dosya kapsamında dinlenen tanıkların beyanları ,ve SGK kayıtlarında görünen firmaların bir kısmı ile davalı şirketle bağlantılı olduğunun anlaşılması karşısında davacının iddiasındaki çalışma süresi içerisinde davalı firmanın işçisi olarak sürekli çalıştığı kabul edilmiştir. Davalı gerçek kişinin ticaret unvanının 21.05.2004 tarihinde tescil edildiği Ticaret Sicili gazetesinden anlaşılmaktadır. Mahkemece davalının bu tarihten önce faaliyette bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken ilgili oda ve vergi dairelerini müzekkere yazarak davalının 21.05.2004 tarihinden önce herhangi bir ticari faaliyetinin olup olmadığını sormak çıkacak sonuca göre davacının hizmet süresi belirlenerek bir karar vermektir. Davacının hafta tatili alacağı hesaplanırken tüm çalışma döneminde haftanın 7 günü çalıştığı kabul edilmişse de; davalı tanığı F.. P.., davacının Nilüfer tarafında çalıştığı son 1 yıllık dönemde haftanın 6 günü çalıştığını beyan etmiştir. Bu durumda mahkemece diğer tanıklar yeniden dinlenerek son 1 yıl hafta tatillerinde çalışılıp çalışılmadığı sorulmalı, Nilüfer Belediyesinin 14/11/2003 günü ve 2003/158 sayılı Meclis Kararı ile meskun alanlarda kaba inşaat kısımların Pazar günleri çalışma yapılmaması, ancak sıva- boya gibi işlerin pazar günleri yapılabileceğinin uygun olduğuna dair kararı da göz önüne alınarak, davacının son 1 yıllık çalışmasında hafta tatillerinde çalışıp çalışmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 27/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.