Mahkemesi : Mersin 4. İş MahkemesiTarihi : 28/02/2013Numarası : 2012/240-2013/75 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı vekili, davacının 2001 Eylül ayından 01.07.2005 tarihine kadar M.. L..nde usta öğretici olarak kesintisiz çalıştığını, işyerinin Suphi Ünver Uygulama Oteli olarak el değiştirdiğini, sözleşmesinin haksız yere feshedildiğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalılar, davacının A..O.. ve T.. M..L.. S..Ö..Uygulama Otelinde usta öğretici olarak işe alındığını, ancak M.. B..nın 04.07.2005 günlü oluru ile M.. L.. Uygulama Otelinin faaliyetlerini, M.. S.. Ö.. Ö.. ve ASO olarak devam ettirmesine karar verildiğinden, Uygulama Otelinde görevlendirilen davacı dahil 13 usta öğreticinin kadrolarının iptal edilip iş sözleşmelerinin feshedildiğini, feshin haklı nedene dayalı olduğu zira işin niteliği itibariyle öğretmenevine dönüşen işyerinde usta öğreticiye ihtiyaç bulunmadığını, davacının bir alacağının da bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın esastan reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, aralarındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 89. maddesinde “Her derecedeki eğitim ve öğretim kurumları ile Üniversite ve Akademi (Askeri Akademiler dahil), okul, kurs veya yaygın eğitim yapan kurumlarda ve benzeri kuruluşlarda öğretmen veya öğretim üyesi bulunmaması halinde öğretmenlere, öğretim üyelerine veya diğer memurlara veyahut açıktan atanacaklara ücret ile ek ders görevi verilebilir. Ücretle okutulacak ders saatlerinin sayısı, ders görevi alacakların nitelikleri ve diğer hususlar ilgili Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararı ile tespit olunur, hükümleri yer almaktadır. Bu maddeye istinaden çıkarılan, MEB kurumlarında sözleşmeli veya ek ders görevi ile görevlendirilecek uzman ve usta öğreticiler hakkında yönetmeliğin 5/2 maddesi uyarınca da, Uzman ve Usta Öğreticilerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 89 uncu maddesi uyarınca 02/12/1998 tarihli ve 98/12120 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan MEB Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esaslarda belirtilen miktarda ek ders görevi verilebileceği belirtilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. İş mahkemelerinin görev alanını hakim, tarafların iddia ve savunmalarına göre değil, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesini esas alarak belirleyecektir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, işçinin İş Kanunu kapsamında kalmaması halinde iş mahkemesine açılan davada, davanın esastan reddi usule aykırıdır. Dava dilekçesinin görev nedeni ile reddi ve adli yargı görevli ise davanın görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir. İdari Yargının görevli olması “dava dilekçesinin yargı yolu yanlışlığı nedeni ile reddine” karar verilmesi gerekir. İdari Yargı görevli ise gönderme kararı verilemez. Davacının dışarıdan ücretli usta öğretici olarak Valilik onayı ile görevlendirildiği, davacıya ücretlerinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 89.maddesine uygun olarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan kararlar uyarınca Maliye Bakanlığınca belirlenen ders ücretleriyle ödendiği anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı arasında iş sözleşmesi bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ilişkinin statü hukukuna tabi olduğunun kabulü gerekir. Aradaki hukuki ilişki iş sözleşmesi, bir başka anlatımla işçi-işveren ilişkisi olarak nitelenemez. Bu hukuki olguya göre uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı yeri olup, Mahkemece “davanın HMK.nun 113 ve 115. maddeleri uyarınca yargı yolu yanlışlığı nedeni ile dava şartı yokluğundan reddine” karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi isabetsiz olmuştur. O halde bu durum resen nazara alınmalı ve temyiz edenin sfıtanı bakılmaksızın karar bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 21/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.