Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6912 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 26487 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Karabük İş MahkemesiTarihi : 22/10/2013Numarası : 2009/116-2013/224 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı 10.6.1999 ile 31.12.2005 tarihleri arasında davalı Satı'nın lokanta işyerinde, bu işyerinin davalı Satı'nın oğlu diğer davalı Hüseyin'e devredilmesi üzerine 16.1.2007 tarihine kadar davalı H.. F..'ın yanında kesintisiz şekilde günlük 20,00 TL net yevmiye ile sabah 7.00 akşam 18.00 arası çalıştığı, davalı Hüseyin tarafından işyeri kapatma gerekçesi ile iş akdinin fesih edildiğini, ancak davalı Hüseyin'in kendisini sigortaya 22.1.2006 tarihinden itibaren bildirdiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, yıllık izin, ücret, hafta tatili ve genel tatil alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalılar müşterek vekili iş akdini davacının sona erdirdiği, davalının işyerini kapatmak zorunda kaldığı bunun üzerine başka yerde bulunan işyerinde çalıştırmak üzere davacıya teklifte bulunduğu fakat davacının bunu kabul etmediğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 10.6.1999- 1.6.2007 tarihleri arasında davalılara ait işyerinde kesintisiz olarak çalıştığının tespiti istemiyle hizmet tespit davası açtığı Karabük İş Mahkemesince davacının 10.6.1999-4.6.2002 tarihleri arasında davalı S.. F..'a ait işyerinde asgari ücretle kesintisiz olarak çalıştığının tespitine, 5.6.2002-1.6.2007 tarihleri arasındaki çalışmanın sigortaya bildirilen gün kadar olduğunun kabulüyle bu döneme ilişkin istemin ve davalı H.. F..'a yönelik davanın reddine karar verildiği, verilen 11.9.2012 tarihli kararın Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 22.1.2013 tarihli kararı ile onanarak kesinleştiği bu şekilde davacının 10.6.1999-4.6.2002 tarihleri arasında davalı S.. F.. yanında 1074 gün tespit edilen, 1094 gün SGK'na bildirilen olmak üzere toplam 2169 gün (6 yıl 9 gün) çalışmasının, davalı H.. F.. yanında ise SGK'na bildirilen 22.1.2006-1.6.2007 tarihleri arasında toplam 491 gün (1 yıl 4 ay 10 gün) çalışmasının bulunduğu, davacının 31.12.2005 tarihinde davalı S.. F.. tarafından işten çıkarıldığı, işyerinin davalı H.. F..'a devredildiği ve H.. F..'ın 1.6.2006 tarihi itibariyle işyerini sigorta kapsamına aldırdığı davacıda bu davalı yanında 22.6.2006 tarihinden itibaren çalışmaya başladığı anlaşılmaktadır. İşyeri devrinin yapıldığı tarihte davacı işyerinde çalışmadığından ve iş sözleşmesi bütün hak ve borçları ile devralana geçmediğinden daha açık bir anlatımla hizmet akdi devri söz konusu olmadığından somut olayda 4857 sayılı Yasanın 6.maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Ancak devir işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Borçlar Kanununun 179.maddesi gereğince bir mal varlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifi ile birlikte devir alan kimse önceki borçlu ile birlikte müteselsilen işletmenin borçlarından sorumlu olacağından davalı H.. F.. diğer davalı S.. F..'ın davacıya olan borçlarından S.. F..'la birlikte müteselsilen sorumlu olacaktır. Hal böyle olduğu halde davalı H.. F..'ın yalnızca kendi dönemi ile ilgili işçilik alacaklarından sorumlu tutulmuş olması hatalı olup bu durum kararı temyiz eden davalı S.. F..'ın da hak alanını ilgilendirdiğinden karar bu nedenle bozulmalıdır. 3-Davacının davalı S.. F.. yanındaki çalışma süresi hizmet tespit davası sonucu 10.6.1999-4.6.2002 tarihleri arasında 1074 gün tespit edilen süre ile 5.6.2002-31.12.2005 tarihleri arasında SGK'na bildirilen 1094 gün olmak üzere toplam 2169 gün (6 yıl 9 gün) olduğu halde mahkemece hükme esas alınan 11.6.2013 tarihli bilirkişi raporunda davacı 5.6.2002-31.12.2005 tarihleri arasında kesintisiz çalışmış gibi kabul edilerek 6 yıl 6 ay 19 gün kabul edilerek hesaplama yapılarak alacakların fazla hesaplanmış olması isabetsiz olmuştur. 4-Dava 10.7.2009 tarihinde HUMK'nun yürürlükte bulunduğu dönemde açılmış olup kısmi dava olduğu halde HMK'da düzenlenen belirsiz alacak davasının ancak HMK'nun yürürlüğe girdiği tarihden sonra açılabileceği düşünülmeksizin hüküm altına alınan kıdem tazminatı dışındaki alacaklara dava ve ıslah tarihi yerine dava tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması da doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 16.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.