Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı A... Antalya Lara Turistik Tesisleri ve İşletmeleri A.Ş. tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü: Dava, haksız fiilden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine karşı öne sürülen itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemece varılan sonuç dosya içeriğine ve toplanan delillere uygun düşmemiştir. Alacak davalarında davalı olma sıfatı, alacağın borçlusuna, haksız fiillerde zarar sorumlularına, itirazın iptali davalarında ise hakkında takip yapılan ve itiraz etmesi nedeniyle hakkındaki takip kısmen ya da tamamen duran borçluya aittir. Borçlu veya zarar sorumluları dışında üçüncü bir kişiye karşı dava açılması durumunda davanın sıfat yokluğu, bir başka deyişle husumet yönünden reddine karar verilmesi zorunludur. Husumet defi olmayıp bir itirazdır. Bu niteliği dikkate alındığında yargılamanın her aşamasında öne sürülebileceği gibi taraflarca öne sürülmese dahi mahkemelerce kendiliğinden dikkate alınması ve husumet sorunu çözümlendikten sonra işin esasına girilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Ayrıca bina maliklerinin kaçak su bedelinden sorumlu olacaklarına ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığından, kural olarak kaçak su bedelinden ancak kaçak kullanım yapan gerçek ve tüzel kişiler sorumludur. Dolayısıyla kiralayanın kiracının haksız fiillerinden kaynaklanan zarardan sorumlu tutulması mümkün değildir. Somut olaya gelindiğinde, davacı taraf davalı tarafın maliki olduğu yerde, abone olmaksızın kaçak su kullandığını öne sürmüştür. Davalı taraf savunmasında, tutanak düzenlenen adreste üçüncü şahısın kiracı olarak faaliyette bulunduğunu, ancak davanın dava konusu olayla ilgisi bulunmayan kendileri hakkında açıldığını öne sürerek husumet itirazında bulunmuştur. Dosyada bulunan kira sözleşmesinden, dava konusu işyerinin 01.01.2001 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli yazılı kira sözleşmesi ile davalı tarafından dava dışı kişiye kiralandığı anlaşılmaktadır. Kaçak su kullanım tutanağının düzenlendiği gün itibarıyla tutanak düzenlenen işyerinde dava dışı kişinin faaliyette bulunduğu dikkate alındığında, kaçak su kullanımından davalı tarafın değil, dava dışı kişinin sorumlu olacağı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, kaçak su kullanımı ile ilgisi bulunmayan davalı taraf hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, davalı Feyzullah hakkında hüküm kurulmasına rağmen karar başlığında adına yer verilmemesi dahi isabetsiz, davalı şirketin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin ödenen harcın istek halinde davalı şirkete iadesine, 16.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.