Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6687 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 26838 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Manavgat İş MahkemesiTarihi : 11/03/2013Numarası : 2012/20-2013/85 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, müvekkilinin 12/04/2004- 19/11/2011 tarihleri arasında davalıya ait iş yerinde çalıştığını, son ücretinin net 1.680,00 TL olduğunu, iş akdinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, davacının haftanın 2 günü 07.30-21.00 saatleri arasında çalışarak fazla mesai yaptığını iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının bulaşıkhane elemanı sıfatı ile sezonluk işçi olarak 20.05.2004 tarihinde çalışmaya başladığını, 19.11.2011 tarihinde iş akdinin haklı olarak feshedildiğini, bir ihbar üzerine davalı işyerinde inceleme başlatıldığını, davacının otele ait jel reşo mutfak yakıtlarını otel yönetimine sormadan izinsiz olarak güvenlik görevlisi Mustafa Coşkun Bağıran adlı bir diğer otel çalışanına verdiği ve söz konusu kişinin de aldığı bu yakıtları özel olarak kullanmak üzere otel dışına çıkarttığının anlaşıldığını, bu hususların davacının, Mustafa Coşkun Bağıran’ın ve diğer personelin jandarmaya ve davalıya verdiği beyan ve ifadeler ile sabit olduğunu, davacının bulaşıkhane şefi olduğunu, işverenin güvenini kötüye kullandığını, görevini suistimal ettiğini, bu nedenle davacının ve ayrıca Mustafa Coşkun Bağıran isimli personelin iş akdinin haklı nedenle derhal feshedildiğini, haftalık çalışma süresinin 45 saati aşmadığını, zamanaşımı definde bulunduklarını beyanla davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı olduğu, kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceği, bilirkişi raporunda hesap edilen alacaklarının bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Fazla mesai ücreti taraflar arasında ihtilaflıdır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Öte yandan Çalışma saatlerini ve günlerini belirleme işverenin yönetim yetkisi kapsamında olup bu bağlamda işyerinde fazla çalışma yapılıp yapılmayacağı, şayet yapılacaksa hangi günlerde ve hangi saatler arasında yapılacağı işveren tarafından belirlenecektir. Bu belirlemenin de işçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğu, işyeri politikası v.b gibi sebeplerden dolayı zaman içerisinde değişkenlik gösterebileceği kuşkusuzdur. Dolayısıyla fazla çalışmaya ilişkin ispat külfeti altında olan davacının talep ettiği döneme ilişkin fazla çalışma ücretini, tanık deliline dayanarak ispat etmek istemesi halinde ancak bu dönemde aynı işyerinde çalışan tanık anlatımları ile ispat külfetini gerçekleştirebilceğinin kabulü gerekir. Somut olayda; davacı fazla mesai yaptığını iddia etmiş ve iddiasını ispat için tanık deliline dayanmıştır. Hükme esas alınan ek hesap raporunda davacı tanık anlatımlarına göre dava zamanaşımı dikkate alınarak davacı için 2007-2011 tarihleri arasındaki dönem için haftalık 6 saat üzerinden alacak izinleri mahsup edilerek fazla mesai ücreti hesap edilmiş ve mahkemece hakkaniyet indirimi yapılarak alacak hüküm altına alınmış ise de, davacı tanıklarının davacı ile hesaplama yapılan tümünü kapsar şekilde çalışmadıkları anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacı tanıklarının davacı ile birlikte çalıştıkları süre belirlenerek bu süre ile sınırlı olmak üzere fazla mesai ücreti hesap edilmelidir. Öte yandan davalı vekili davacının sunulu bordrolardaki dönemsel yevmiyeleri ile bilirkişi raporunda hesaplamalara esas alınan dönemsel yevmiyelerin farklı olduğunu, hatalı yevmiye tespiti yapıldığını belirterek bu farklılığın nedeninin açıklanmasını talep etmiştir. Yine alacak izinlerinin fazla mesai hesabında mahsubu denetime elverişli değildir. Ayrıca davalı vekili, fazla mesai ücretinin miktarını davacı vekilinin ıslah dilekçesi vererek arttırmasından sonra süresinde ve usulünce zamanaşımı savunmasında bulunduğu halde bu savunma üzerinde durulmamıştır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş, yukarıda yazılı bozma nedenleri konusunda ek hesap raporu alıp bir değerlendirmeye tabi tuttuktan sonra çıkacak sonuca göre karar vermektir. O halde davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 25.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.